Kanun koyucunun, babalık davasında ananın her zaman çocuğun yararına davranmayacağı ilkesinden hareket ederek küçük için vesayet makamınca kayyım tayin ettirilmesini (TMK. mad. 426/2) ve davanın Cumhuriyet Savcısı’na, hazineye ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbarını (TMK. mad. 301/3) ve böylece çocuğun yararının korunmasını öngördüğü-
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, davalı R. ile evli iken davalı Y. ile cinsel ilişkiye g ...