Kural olarak zamanaşımının alacağın muaccel olduğu, başka bir anlatımla alacaklının ödemeyi istemeye ve bunun için dava açmaya hakkı olduğu andan itibaren işlemeye başlayacağı, ne var ki somut olayda akdi ilişkiye ilişkin zamanaşımı mı yoksa haksız eyleme ilişkin zamanaşımı süresinin mi işlemeye başlayacağı hususunun ancak kesinleşen mahkeme hükmü ile sabit olduğu, ancak bu aşamadan sonra davacının beden gücü kayıp oranının belirlendiği, zarar gören davacının yasanın anladığı anlamda zarar veren olayın gidişatını sonuçlarını öğrendiği, yargılama aşamasında Sosyal Sigortalar Kurumu Ankara Hastanesinin raporuna rağmen buna itiraz edildiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun Kararını gerek görüldüğü ve bu kurulun 26.6.2001 tarihli kararıyla davacının %6.3 oranında sürekli iş göremezlik oranın kesinleştiğinin anlaşıldığı, bu durumda ek dava için zamanaşımının başlangıcının 11.5.1992 tarihli rapor olduğuna değinen bozma kararına uyulması gerekirken, ek dava içinde zamanaşımı süresin

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5.İş Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın reddine dair verilen  19.3.2002 gün ve 1610-142  sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından iste ...