"Ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkin" davada;  davacı kadın "dava konusu ziynet eşyalarının tarafına verilmediğini" ileri sürmüş, davalının ise "birçok ziynet eşyasının ailenin geçimi için harcandığını, 40 adet küçük altının töre gereği davacı annesine verildiğini, bir kısım ziynet eşyasının da ev eşyalarının alınması sırasında davacının kendi rızası ile verdiğini", savunmuş olması halinde Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düştüğü, öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerektiği, davacının, "dava konusu ziynet eşyasının miktarını" ispat yükü altında bulunduğu, davacı, miktara yönelik iddiasını ispat için dosyaya düğün fotoğrafları sunmuş ve tanık dinletmiş olduğundan, mahkemece ziynet eşyalarının miktar ve niteliği konusunda taraflara ait fotoğraf ve CD incelenmek suretiyle yeniden bilirkişi raporu alındıktan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirerek hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekeceği-

Taraflar arasında görülen ziynet eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup ger ...