Gerekçeli kararın son paragrafında “davanın kabulüne” karar verildiği belirtildiği halde, hüküm fıkrasında “davanın kısmen kabulüne” şeklinde hüküm tesis edildiğinden, mahkeme gerekçesi ile hüküm fıkrasının çeliştiği, şu halde, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında oluşan çelişkinin giderilmesi için kararın bozulması gerektiği- Hüküm altına alınan bu miktarın, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinden hangisine ait olduğu hüküm fıkrasından anlaşılamadığından; davacının davadaki tüm taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesine aykırı biçimde davacının taleplerinin her biri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya uygun düşmediği-

Dava, bilinçli taksirle yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; müvekkilinin gittiği nişan töreninde da ...