Hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunması zorunlu olmadığı gibi, borçlunun sadece eşi ve çocuğu ile birlikte oturduğu gözetildiğinde üç oda, bir salondan ibaret taşınmazın haline münasip meskeni olarak kabulünün de mümkün olmadığı, bu nedenle borçlunun, birlikte oturduğu kişi sayısı da gözetilerek şehrin daha mütevazi semtlerinde daha küçük, haline münasip edinebileceği konutların değerleri göz önünde bulundurularak inceleme yaptırılmasının ve buna göre sonuca gidilmesinin gerekeceği-

Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; haczedilen evin borçlunun ve ailesinin oturduğu, sosyal durum ve konumlarına uygun bir ev niteliğinde olduğunu açıklayarak, İİK'nun 82/12.maddesine göre haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş ...