Hor kullanma sonucu oluşan zararın kefalet sözleşmesinin tanzimi sırasında önceden bilinebilir ve belirlenebilir mahiyette olmadığından davalı kefilin sorumlu olmayacağı gibi adı geçen davalı adi kefil olup; kefil adına, kefalet akdinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması yahut borçlu aleyhinde Türkiye'de takibat icrasının imkansız hale gelmesi koşulları gerçekleşmediği bu yüzden doğrudan dava açılamayacağından davanın reddedilmesi gerektiği-

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:  Dava, hor kullanma tazmina ...