Kocanın eşine hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının da güven sarsıcı davranışlar içine girdiği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu; davalının, ticari işlerinin bozulmuş olmasının, evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülük ve sorumluluktan kaçınmasına imkan veren bir durum olarak görülemeyeceği; davalı-davacı kadın da dava açmakta haklı olduğu; bu şartlar altında eşleri birlikte yasamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-davacı kadın ile yanında bulunan müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yapılan soruşturma ve toplanan delille ...