Öncelikle, sanıkların üçüncü şahıs şirketi temsile yetkili olup olmadıkları hususu ticaret sicilinden sorulup; İİK mad. 89/1'e göre üçüncü şahsa gönderilen haciz ihbarnamesi ile maaş haczi yapılmasının bu hususa ilişkin aynı kanunun 355 ve 356. maddelerinde özel düzenleme bulunması nedeniyle mümkün olmamasına rağmen İşK mad. 2 gereğince asıl işveren olan üçüncü kişi şirkete haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibarıyle İş Kanunu, iş sözleşmesi ya da alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülükler nedeniyle takip borçlusunun üçüncü şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir borcu bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayini gerektiği-

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluşt ...