Davacının dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK. mad. 168'e dayalı rücu hakkına dayalı alacağı, iflas tarihinden sonra doğmuş olduğundan, yani, alacak, iflastan önce doğmadığından, sırasına ve esasına itiraz edilebileceği, İİK'nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğinde olduğu- İflastan sonra doğan alacaklar için ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından, somut olayda bu mahkemenin davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nın 2/1. maddesi uyarınca, dava konusunun değer miktarına bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerektiği- İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesine değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edileceği ve böyle bir davada, davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalının ise iflas idaresi olduğu, iflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydının istenemeyeceği, tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınacağı; dava konusu alacak, sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK. 235'deki süreler uygulanmayacağı- Davalılardan sadece birinin iflas etmiş olması karşısında, sadece bu davalı yönünden davanın kayıt kabul davasına dönüştüğünün kabulü gerektiği ve İİK. mad. 235/3 gereğince, kayıt kabul davasının basit yargılama usulüne tabi olduğu, diğer davalılar ile ilgili alacak davasının ise yazılı yargılama usulüne tabi olduğu, müteselsil sorumlu olan davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, mahkemece iflas eden davalı yönünden davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü kabul edildiğine göre, adı geçen davalı ile ilgili dava tefrik edilip, ayrı bir esasa kaydedilerek davanın usulden reddine karar verilmesi, diğer davalılar ile ilgili uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği-

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine ve yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gere ...