Senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için düzenleyen tarafından imza ve paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekeceği-
Her ne kadar borçlunun, dava konusu itirazın son gününde harç yatırmadığı ve hak düşürücü süreyi geçirdiğinin borçluya bildirildiği şeklinde tutanak düzenlenmiş ve bu duruma göre hüküm oluşturulmuş ise de borçlunun icra mahkemesine sunduğu itiraz dilekçesinin havale tarihinin aynı tarih olduğu ve yine aynı tarihte dilekçesinin kaydedildiği anlaşılmakta olup, kayıt tarihinin dava tarihi olacağının kabulü ile, borçlunun süresinde itirazda bulunmuş olduğu, o halde, mahkemece; açılan davanın süresinde olduğunun kabulü ile işin esasına girerek inceleme yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar, bononun yazı ile yazılan miktar kısmında tahrifat yapıldığı bilirkişi tarafından tespit edilmiş ise de; senedin düzenlenme tarihindeki Türk lirasının değeri gözönüne alındığında 121,00 TL için bono düzenlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle bononun yazı ile yazılı miktar kısmı yazılırken "bin" kelimesinin maddi hataya dayalı olarak hatalı yazıldığının kabulü gerekeceği, aksi yöndeki kabulün aşırı şekilcilik olup, ağır hak kaybına sebebiyet verecek nitelikte olduğu, öte yandan; mahkemece alınan bilirkişi raporunda rakamla yazılı miktar kısmında tahrifat olduğunun tespit edilmediği ve alacaklı tarafından takip talebinde senedin miktarının 120.000,00 TL olarak belirtildiği hususları birlikte nazara alındığında, salt borçlunun beyanı ile senedin gerçekte 12.000,00 TL olarak düzenlendiği sonucuna varılamayacağı, o halde mahkemece, borçlunun itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalının özel belgede sahtecilik suçunu işlemiş olduğu sabit görülerek cezalandırılmasına karar verilmiş olup, davalının taraflar arasında düzenlenen vadeli senet üzerinde tahrifat yapmak suretiyle takibi gerçekleştirmiş olduğu, bu takipte davacıya ait gayrimenkulün haczedildiği anlaşıldığından, davalının davacıya yönelik haksız eylemi sabit olup, davacı lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Lehtar olan davalı, keşideci imzalarının davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu anlaşıldığından davalının kötüniyetli olduğunun kabulü ile İİK. mad. 72/5 uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği-
«Senedin rakam ve yazı ile değerini gösteren bedelleri arasında fark bulunması halinde, yazı ile bildirilen değere, itibar edileceğine» ilişkin kuralın [TTK. 588/I; şimdi; Yeni TTK. mad. 676/(1)], senette tahrifat (değişiklik) yapılmamış olmaması halinde geçerli olacağı—
Bononun tanzim tarihi kısmının ay hanesinde düzeltmenin olduğu, ancak keşideci tarafından atılmış herhangi bir parafın bulunmadığı, bononun tanzim tarihinin düzeltilmemiş (tahrifattan önceki) haliyle 12.02.2010 olup, vadenin, tanzim tarihinden önceki bir tarih olan 08.02.2010 tarihini taşıdığı, dolayısıyla senedin vade tarihinin, tanzim tarihinden önceki bir tarih olması nedeniyle TTK’nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK’nun 615. maddesine göre bono niteliğinde (kambiyo senedi vasfında) olmadığını; borçlunun İİK’nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK’nun 170/a maddesi uyarınca re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği; keşide yeri yazılı olmayan bonolarda, keşidecinin adı ve soyadı altında yazılı olan “Kozan Adliyesi”de idari birim olmadığından, geçerli bir tanzim yeri olmadığı ve bu durumda, tanzim yeri belirlenemeyen bu belgelerin, TTK’nun 688/6. maddesi gereğince kambiyo senedi vasfında olmadığını, borçlu icra mahkemesine başvurusunda senetlerde tanzim yeri bulunmadığını ileri sürmemiş ise de, İİK’nun 170/a-2. maddesi gereğince, bu hususun icra mahkemesince re’sen nazara alınması ve takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, HMK'nun 266.maddesi gereğince dayanak senetteki rakamla gösterilen kısmı ile bedel yazan kısmında tahrifat yapılıp yapılmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece bozma sonrası alınan Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen raporda, dava ve takip konusu olup 12.02.2012 vade tarihini taşıyan senetteki tanzim tarihinin 07.12.2012 iken ay hanesindeki “1” rakamının sürşarj yöntemi ile yapılan tahrifat sonucu “0” rakamına dönüştürüldüğü, tanzim tarihindeki bu dönüştürmenin düzenleyenin onayını taşımadığının saptandığı, bu durumda, HMK’nın 207. maddesi hükmü uyarınca senetteki tanzim tarihinin vade tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığının kabulü gerekeceği, vade tarihinden sonraki bir tanzim tarihini taşıyan senedin, TTK’nın 776 ve 777. maddeleri uyarınca zorunlu unsur yokluğu nedeniyle bono, bir diğer söyleyişle kambiyo senedi vasfında kabul edilmesinin olanaklı olmadığı, bu durumda dava konusu belgenin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konu edilmesi mümkün bulunmadığı gibi HMK’nın 207. maddesi hükmü doğrultusunda tümüyle hükümsüz addedilmesi gerektiği-
Mahkemece ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi ya da tahrifat iddiası yönünden ayrıca inceleme yaptırılıp deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu senedin tahrifattan önceki miktarı belirlendiğine göre, belli olan bu kısım yönünden davanın reddinin gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.