3. HD. 26.10.2016 T. E: 2618, K: 12164-
Uyulan -ve böylece «müktesep hak» haline gelen - Yargıtay bozma kararına aykırı düşecek şekilde karar verilemeyeceği–
Mahkemece, şikayete konu icra emrine dayanak bozma sonrası ilamda hükmedilen faiz türü dikkate alınıp, hakkın doğum tarihinden itibaren tarafların bildireceği bankalardan mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları dosya arasına alındıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilerek ödeme tarihine kadar işlemiş faiz miktarı belirlenip ve yine TBK'nun 100.maddesi kapsamında ödemenin öncelikle faizden düşülmek sureti ile hesap yapılacak şekilde rapor aldırtılıp usuli kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle yıkım isteklerine ilişkin dava- Mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre, bozma ilamında ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, uzman bilirkişi heyeti ile birlikte yerinde yeniden keşif yapılarak komşuluk hukuku ilkeleri çerçevesinde taraf taşınmazlarının konumu, nitelikleri gözetilmek suretiyle davacının iddiasının değerlendirilmesi, ağaçların ekili mahsule zarar verip vermediğinin araştırılması, davacı bakımından bir zararın varlığının tespiti halinde, ağaçların kesilmesi dışında (örneğin seyrekleştirme, budama gibi…) başkaca önlemlerle zararın giderilip giderilmeyeceğinin duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, hak ve zarar dengesi de gözetilmek suretiyle adil olanın seçilip, ona hükmedilmesi gerekir.
Trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan yaralanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Taşınmazın imar öncesi niteliğinin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi, hakkında özel mülkiyete konu olacak şekilde bir tescil hükmü mü, yoksa özel sicilinde gösterilmesi mi, ya da kadastro harici bırakılması mı gerekeceği hususunun değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, yapılacak araştırma ve inceleme neticesinde anılan yerin kadastroya tabi tutulmadığı anlaşılır ise, 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 sayılı Yasa'nın 3. maddesi uyarınca mülkiyetinin belediyeye intikali öngörülen taşınmazlardan olup olmadığının tespitinin de önem arzettiği, nitekim, 775 sayılı Yasa'nın 3. maddesi 19/07/2003 tarihinde 4916 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılmış ise de, bu tarihe kadar olan süreç içerisinde tarafları yararına doğmuş olan usulü kazanılmış hak ilkesinin gözetilmesi gerekeceği, ayrıca, 5393 Sayılı Kanun'un 34. maddesi hükmü uyarınca, görevleri aynı Kanun'un 18.maddesinde belirtilen meclis kararına dayanmayan encümen kararı ile yapılan satışın yasal olmadığı-
Mahkemece bozma ilamına uygun olarak ilave inşaat nedeniyle objektif olarak tespit edilecek sürenin teslim süresine eklenmesi ile arsa sahiplerince yüklenicilere verilen vekaletnamelerden azilin teslim süresine etkisinin dikkate alınması, yine taşınmazda yapı kullanma izin belgesinin alındığı da anlaşıldığından güncel tapu kayıtlarının getirtilmesi ile yüklenici tarafından yapılan teslimin sözleşme şartlarına uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Bozma kararına karşı hangi gerekçeyle direnildiğine, kararının hangi nedenle doğru bulunmadığına ilişkin herhangi bir gerekçeye yer verilmezken, ispat külfeti kendisine ait olan borçlu tarafa, mahcuzların hazır edilmeleri hakkında gerekli meşruhatı havi herhangi bir ihtar tebliğ edilmeksizin diğer 5 araç yönünden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadığına ilişkin bozma sebebi yönünden direnme gerekçesi oluşturulduğu uyuşmazlıkta; borçlu vekili tarafından 9 adet araç yönünden haczedilmezlik şikâyetine başvurulduğu, ancak her bir aracın ayrı ayrı haczedilmezlik şikâyetine de konu edilebileceği de gözetildiğinde, bu hâliyle anılan direnme kararının Anayasa'nın ve Kanun’un aradığı anlamda gerekçe içerdiğinden söz edilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.