Davalıların eyleminin haksız fiil niteliğinde olduğu, süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulduğu, işbu davada zamanaşımı yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak bulunmadığı, cezanın üst sınırına göre ceza zamanaşımı süresinin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102 nci maddesinin dördüncü fıkrası ve 104 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 5 yıl, uzamış zamanaşımı süresinin ise 7,5 yıl olduğu, davacının 2000 yılında davalı şirkete para yatırdığı buna karşın eldeki davanın 2013 yılında 7,5 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı gözetilerek Mahkemece zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
3. HD. 10.04.2017 T. E: 2015/18341, K: 4945-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemi-
Zararlandırıcı olay bir kamu hizmetinin görülmesi sırasında meydana geldiğine, davacının kusurunun bulunmamasına, davalının yükümlü bulunduğu kamu hizmetinin yapılması ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmasına, tarafların askerlik yükümlülüğü yönünden bulundukları konumlara ve yukarda açıklanan hakkaniyet ilkesine göre davacının uğradığı zararın davalı tarafından karşılanmasının gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
5578 Sayılı Kanunla değiştirilen 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken 5403 Sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale geldiği-
Zamanaşımını kesen işlem kimin hakkında yapılmışsa, ancak ona karşı hüküm ifadeceği-
Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir...
Nitelik yitirme nedeniyle orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kaydı iptal edilen taşınmazın, satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca iadesi, aksi takdirde tazminat istemine ilişkin davada, taşınmazın 6292 Sayılı Kanunun 7/1-a maddesi kapsamında bulunan taşınmazlardan olması nedeniyle davacıya iadesinin mümkün olmadığı; davalının 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazineye yaptığı başvurunun bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı tarafça borçlunun itirazının kaldırılmasına dayanak yapılan yazılı belge incelendiğinde; taraflar arasında temlik sözleşmesi bulunduğunun ve bu sözleşmenin borçlu tarafından E-imza ile imzalandığının anlaşıldığı, bu haliyle söz konusu belgenin İİK.nun 68/1.maddesi kapsamında imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olduğunun sabit olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.