Dosyaya sunulan banka havalelerinde herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, havalenin kural olarak mevcut bir borcun ödenmesi için gönderildiğinin kabulü gerektiği, ihtiyati haciz isteyen tarafın "aleyhine ihtiyati haciz istenen taraftan alacaklı olduğunu" yaklaşık olarak ispat edemediğinden ve İİK'nun 257. maddesindeki şartlar da oluşmadığından, "ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Davalıların murisinin sürücüsü olduğu aracın tek taraflı kazada desteğin öldüğü, davacının hak sahiplerine ödeme yaptığı, davacının yaptığı ödeme sebebi ile aracın işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara rücu hakkının bulunduğu belirtilerek alacağı karşılayacak şekilde davalıların mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin İİK. mad. 257 şartları oluştuğundan kabul edilmesi gerektiği-
Haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davacıya ait çekici ve dorsenin haczedilerek muhafaza altına alındığı, söz konusu araçların (2 buçuk ay sonra) davacıya teslim edildiği, davacının araçlarını kullanamaması nedeniyle kazanç kaybı olduğu, araçların yaklaşık 75 gün yediemin deposunda kaldığı, mahkemece bu süre zarfı nazara alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmışsa da, mahkemece, haczin konulduğu ve kaldırıldığı tarihler arasında kalan tüm günler üzerinden zarar tespiti yerine, davacının bu süreyi kapsayan günlerin tamamında çalışması mümkün olmadığından, TBK. mad. 51-52 gereğince uygun bir miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında, üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve icra dosyasındaki asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak nakden tazminle sorumluluğunun değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu edilen taşınmazın dava dışı 4. şahısa devir tarihi itibariyle gerçek değerinin tespiti gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında müddeabih ve dolayısıyla harcı belirleyecek değerin, borç miktarı ve tasarrufa konu taşınmazın değeri dikkate alınarak belirleneceği ve hangisi az ise harç alınacağı-
Takip dayanağı bonoda itirazda bulunan keşideci gerçek kişi olup, dosyada tacir olduklarına ilişkin belge bulunmadığından yetki kaydının geçersiz olduğu- Ayrı bir tanzim yeri bulunup ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin ödeme yeri sayılacağı- İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, icra takibi için yetkili olamayacağı-
İhtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin olan talep de, İİK'nın 265/son maddesi gereğince, mahkemece itiraz üzerine iki taraf davet edilip gelenler dinlendikten sonra itiraz haklı görülürse hakimin kararını değiştirip veya kaldırılabileceği, Anayasa'nın 36, 1086 sayılı HUMK'nın 73 ve 6100 sayılı HMK'nın 27. maddelerinde taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden yani hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde karar verilemeyeceği-
İİK. 265 uyarınca; «ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı» kararı veren mahkemeye itirazda bulunulabileceğinden, bu konuda başvurulan icra mahkemesince (tetkik merciince) «görevsizlik kararı» verilmesi gerekeceği-
Söz konusu çekte muhatap bankanın bulunduğu yer Eskişehir, keşide yeri ise Bursa olup, diğer çek borçluların yerleşim yeri ise Ankara olduğundan hakkında ihtiyati haciz kararı verilen muteriz şirketin, tarafı olmadığı bir faktoring sözleşmesindeki yetki kaydı ile bağlı olmasını gerektiren hukuki esaslar açıklanmadan yetki itirazının reddine karar verilemeyeceği-
Taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesi gereğince uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.