Mahkemece yetkiye ancak itiraz halinde bakılabileceğinden ihtiyati haciz talebi üzerine İİK. mad. 50 gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Genel mahkemede yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği,, ancak ihtiyati haciz hakkında bir takibin bulunmadığı görüldüğünden, ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği, teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine yapılan başvurunun görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi tarafından kambiyo senetlerine mahsus yolla ve ihtiyati haciz kararına müsteniden başlatılan takipte İcra Mahkemesi'nce şikayetçinin ihtiyati haczinin hangi tarihte kesin hacze dönüştüğü ve şikâyet olunanın haczinin hangi tarihte konulduğu; bu çerçevede şikâyet olunan vergi dairesi alacağının Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 21/I inci maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığına bakılarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının, borçlulardan alacağının alınabilmesini sağlamak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, borçlu/borçluların borca yeter miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının İİK'nun 257/I maddesi gereğince ihtiyaten haczine karar verilmesi gerekeceği-
Zamanaşımı kesen takip işlemi hangi borçlu hakkında yapılmış ise, o borçlu yönünden zamanaşımını kesip, hakkında işlem yapılmayanlar için zamanaşımını kesmeyeceği-
Kanun yolu açık olan bir kararın mahkeme tarafından kesin olarak verilmiş olmasının kanun yoluna başvurmayı engellemeyeceği–
İİK'nin 281/2. maddesi ile 257 vd. maddeleri uyarınca verilen ihtiyati haciz kararlarının konuları ve sonuçları itibariyle birbirlerinden farklı oldukları, İİK'nin 281/2. maddesine göre ihtiyati haciz kararı sadece iptali istenen tasarrufi işlem hakkında verilebileceği gibi ihtiyati haciz kararından sonra tasarrufun iptali lehine sonuçlanan davacı alacaklının yeni bir takibe girişmeksizin iptal davası açılmadan önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edebileceği, bu nedenle mahkemece tasarrufun iptali davalarına özgü İİK'nin 281. maddesi hükmüne göre değerlendirme yapılarak ihtiyati haciz kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
Talep dayanağı belgelerde davalılar V. Ltd. Şti. ve S.'ın imzalarının bulunmadığı gibi bu davalıların dava ve talep dayanağı belgelerde herhangi bir sıfatla yer almadıklarından ihtiyati haciz şartlarının da mevcut durum itibariyle oluşmadığı, davacı vekili davalılar arasında organik bağ olduğunu, davalı I. Ltd. Şti.'nin alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla faaliyetlerini diğer davalı şirket üzerinden muvazaalı olarak yürüttüğü yönündeki iddiası da yargılama sonucunda belirleneceğinden koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik kararındaki ret gerekçeleri ile özellikle HMK'nın 389. maddesi gereğince davalı şirkete ait taşınmazların ve menkullerin uyuşmazlık konusu olmaması ve İİK'nın 257. ve 258/1.maddesi gereğince ihtiyati haczin yasal koşullarının da oluşmadığının anlaşıldığı-
İİK. 264/II'deki 7 günlük sürenin başlangıcı- Ödeme emrine itiraz eden borçlunun bu itirazı, alacağı devralan ve ödeme emri çıkartan alacaklıya tebliğ edilmedikçe, İİK. 264/II'deki "icra mahkemesinden 'itirazın kaldırılmasını', genel mahkemeden 'itirazın iptâlini' isteme süresi" olan yedi günlük sürenin işlemeye başlamayacağı–
Kural olarak borçlunun itiraz hakkı kendisine ödeme emrinin tebliği ile doğarsa da, borçlunun, kendisine ödeme emrinin tebliğini beklemeden -alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesini taşıması halinde- icra mahkemesine yapacağı itirazın (ve şikayetin) icra mahkemesince «süreden ret» edilmeden inceleneceği—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.