İpoteğin fekki isteğine ilişkin davada, davalı Hazine’nin açmış olduğu dava sonucunda verilecek karar bu davadaki taraf teşkilini etkileyebileceğinden sonucunun beklenmesi gerekeceği-
Taşınmazdan ayrı olarak tek başına haczedilebilen teferruatın (eklentinin) gerçekten teferruat (eklenti) niteliğinde bulunup bulunmadığının yerinde keşif yapılarak araştırılması gerekeceği–
İpoteğin fekki için, ipoteğin, tarafların özgür iradeleri sonucu konulmuş olması, ipotek bedelinin fer'ileri ile birlikte icra müdürlüğüne ödenmesi ve alacaklının da parayı almaktan makbul bir sebep ileri sürmeksizin kaçınmış olması gerekeceği-
Muvafakatnamedeki imza davacı kadına ait olmasa da ipotek tesisi için eşin rızasını alma yönünde girişimi olan bankanın taşınmazın aile konutu niteliğini bilmediğinin söylenemeyeceği, muvafakat belgesindeki imzanın rızası gereken davacı eşe ait olup olmadığını araştırmadan aile konutu üzerine ipotek tesis ettiren ipotek alacaklısı banka ile halefiyet yoluyla ödediği tutar oranında alacakla birlikte rehin haklarına sahip olan kefilin TMK mad. 1023'de düzenlenen tapuya güven ilkesinden yararlanamayacağı- Fer’i müdahil banka hakkında hüküm kurulması ve bankanın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
İpotek akit tablosundaki lehtarlar ve borçluların araştırılıp gerektiğinde mirasçıları tespit edilerek bunlara tebliğat yapılması gerekeceği; aksi halde anılan madde koşullarında ipoteğin fekki istenemeyeceği-
Ticari nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesine dayalı davada, davalı taraf süresi içinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'na göre iş bölümü itirazında bulunduğundan, davanın Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerektiği-
Borç, ihtirazi kayıtla ödenmiş olduğundan, menkuller üzerindeki haciz kalkmış olsa dahi, dava ödenen bedel üzerinden devam edeceğinden, yargılamaya devam edilerek, deliller toplanıp işin esasına girilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ortada istihkak iddiasına konu menkul haczi bulunmadığından bahisle, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taşınmazın satılmasından elde edilen miktar, alacaklının alacağının tamamını karşılamaya yetmezse, alacaklının, alacağın karşılanmayan kısmı için, borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan malike başvuramayacağı, somut olayda ipotekli taşınmaz paraya çevrilip, bedeli banka tarafından tahsil edildiğine göre davacının sorumluğunun son bulduğu, davacının sorumluluğu bu suretle son bulduğuna ve taraflar arasındaki sözleşme tarafların ortak iradesine uygun olarak yürürlüğe konulmadığına göre, davalı bankanın tahsil ettiği ................. TL’yi iade etmesi gerektiği açık olup, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Kesin borç (karz) ipoteğinin, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alacağı, alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebileceği, taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanmasının zorunlu olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.