Şikâyet tarihinden somaki bir tarihi içeren ve üzerinde müşteki vekilinin isim ve adresi bulunan tahsilat makbuzunda, şikâyete dayanak icra takip dosyası borcunun ödendiği ve alacağın kalmadığı belirtilmiş olması ve bu tarihten üç gün sonra da alacaklı vekilinin ilgili icra müdürlüğünden hacizlerin fekkini talep ettiği birlikte değerlendirildiğinde, borcun itfa edildiğinin kabulünün gerekmesi nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Dava, taraflar arasında düzenlenen 30.03.2009 tarihli protokolde davalının hisse devir bedelinin bir kısmının karşılığı olarak taahhüt ettiği temlikname ile ödemeyi gereği gibi yerine getirmediği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin-
Mahkemece, takip açılırken ipotek belgesinin aslı ya da tasdikli sureti ibraz edilmediğinden icra emrinin iptali gerekeceği-
Davanın görülmekte olduğu sırada dava konusu taşınmazın davacı dışında üçüncü bir kişi adına tapuda kayıtlı olduğu incelenen tapu kaydından anlaşılmakla, taşınmazın yeni maliki yani müddeabihi devralan üçüncü kişinin, devreden davacının yerine geçerek davaya devam edebileceği-
İpotek akit tablosunda atıf yapılan kredi sözleşmesi üzerinde, bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun ödenip ödenmediğinin araştırılması gerekeceği—
Mahkemece, takibin geçici durdurulmasına karar verilmesinden önce konulan hacizlerin Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/450 Esas sayılı dosyasındaki itiraz henüz sonuçlanmadan borçlunun haczin fekkine yönelik istemini kabul etmesi usulsüz olduğundan şikayetin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İpotek alacaklısı tebliğ tarihinde kısıtlı olduğundan muhtıranın vasiye tebliğ edilmesi gerekmekte olup, kısıtlıya yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Borçlunun 3. kişideki alacaklarının İİK'nun 106/2. maddesi uyarınca taşınır hükmünde olduğu, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun, haczedilen banka hesabındaki paranın 3. kişiye ait olduğu nedeniyle haczin kaldırılması istemi olup, bu haliyle istihkak davası niteliğinde olduğu, borçlunun, haczedilen paranın 3. kişiye ait olduğu nedeniyle şikayet yolu ile haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği gibi, istihkak davası açmasının da mümkün olmadığı, istihkak davasının ancak haczedilen taşınırın kendisine ait olduğunu iddia eden 3. kişi tarafından açılabileceği-
Borçlunun ihtiyati haciz kararını temyiz edemeyeceği, ancak, ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye verilecek dilekçe ile ihtiyati haciz kararına itiraz edebileceği- İhtiyati haciz kararını veren mahkeme yetkisiz bile olsa, itirazın yine o mahkemeye yapılacağı ve itiraza ilişkin usulü işlemlerin, ihtiyati haciz dosyası üzerinden devam edeceği-İhtiyati hacze itiraz, esasa ilişkin bir dava olarak görülemeyeceğinden bir dava gibi kabul edilerek mahkemenin esas defterine kaydının yapılamayacağı-TBK. mad 586 uayrınca, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.