İşçinin çalıştığı son alt işveren firma bünyesindeki hizmeti 16.09.2013 tarihinde sona ermiş olup, sonrasında çalışmasının 45 günlük bir kesintiye uğradığı gözetildiğinde, işçinin ihaleyi alan yeni alt işveren firmada 01.11.2013 tarihinde başlayan çalışmasının artık yeni bir iş akdi niteliğinde olduğu ve bu durumda iş akdinin feshine bağlı hakların talep koşulları gerçekleşip ihale süresinin sona ermesinin işverene haklı nedenle fesih hakkı vermeyeceğinden, feshe bağlı kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti taleplerinin hüküm altına alınmasının gerektiği- İş akdinin feshine bağlı haklardan olmayan -ücret nev'inden alacaklardan olan- fazla çalışma alacağına yönelik isteğinde feshe bağlı alacak olduğu gerekçesiyle reddinin hatalı olduğu-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin ücretinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine uygun şekilde tespit edilip edilmediği ve bu tespite bağlı olarak davacının fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır...
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir...
Banka hesaplarına konulan haczin iptali istemi-
7. HD. 12.04.2016 T. E: 2015/6904, K: 7965-
22. HD. 26.03.2019 T. E: 2016/9661, K: 6576-
İş kazasından dolayı açılan maddi ve manevi tazminat davasında birden fazla davalı bulunduğundan, davanın davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği, bu nedenle yetki itirazının reddi ile işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Sulh nedeniyle taraflar arasındaki vekalet ilişkisine dayalı avukatlık ücret alacağına ilişkin davada tarafların sulh olmaları halinde avukatın vekalet ücretinin, sulh olunan miktar belli değilse; gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme , sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiği- Davanın sulh ile sonuçlanması halinde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacağı ve bu durumda avukatın hem akdi hem karşı yan vekalet ücretinin tamamına hak kazanacağı- Sulh olunan miktarı ispat etme külfetinin davacı avukatta olduğu- Avukatın da imzasının bulunduğu bir sulh sözleşmesi bulunmaması nedeniyle eldeki gerçek sulh miktarının tespit edildiğinden bahsedilemeyeceği bu nedenle avukat ile vekil edeni arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığına göre vekalet ücretlerinin Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesine göre belirlenmesi gerektiği ödenecek olan akdi vekalet ücretinin, iş mahkemesinde açılan dava için harçlandırılmış olan dava değerinin %10’u ile %20’si, icra dosyası için ise takibe konu edilen asıl alacağın %10’u ile %20’si arasındaki bir oran üzerinden mahkemece takdir edilerek, tespit edilerek tahsil edilmesi gerektiği - Hasma yüklenen vekalet ücretinin hesaplanmasında, iş mahkemesi dosyasında harçlandırılmış olan dava değerinin ve icra takibine konu edilen asıl alacağın esas alınması gerektiği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile ücret alacaklarının ödetilmesine-
9. HD. 04.06.2018 T. E: 2015/20417, K: 12542-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.