22. HD. 25.10.2018 T. E: 2017/16042, K: 23213-
Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminata-
Davacı işçinin, HM. mad. 106 kapsamında davalı işveren tarafından yapılan görevlendirmenin "esaslı değişiklik" olduğunun tespitine ilişkin dava açmasında hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğu- "İş Kanunu’nun 22. maddesinde çalışma koşullarında değişiklik hâlinde başvurulacak hukukî yolların açıklandığı, maddede belirtilen şekilde açılacak eda davalarında iş sözleşmesinde yapılan değişikliğin esaslı değişiklik olup olmadığı hususunun öncelikle tespit edileceği, bu nedenle davacının beklediği hukukî korumayı ancak eda davası açarak sağlayabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İhbar olunan davanın tarafı sıfatını kazanmayacağından ihbar olunan hakkında hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak taraf sıfatını almayan dava ihbar olunan şirket hakkında hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Davacının tesbitini istediği çalışmaların bir kısmının 10.08.1983-01.11.1985 ve 15.11.1985-01.01.1988 tarihleri arasında geçtiği Mahkemeye 25.07.2001 tarihinde başvurduğu; bu döneme ilişkin hizmetin geçtiği yılın sonu olan, 15.11.1985 ve 31.12.1988 tarihinden dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin fazlasıyla geçtiği anlaşıldığından davacının aynı işyerinde bu tarihten sonra çalışmasını sürdürmesinin veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olamayacağı ve hak düşürücü sürenin kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı-
634 s. K. mad. 35 uyarınca, apartman yönetimi hakkında takip yapılabileceği gibi, 20. madde uyarınca ilama konu borcun yasal sorumlusu olan kat malikleri hakkında da takip yapılabileceği, alacaklının bu konuda seçimlik hakkının bulunduğu- Takibe dayanak ilamda, apartman kat malikleri yönetim kurulu başkanlığı davalı olarak yer aldığından icra takibinde borçlu olarak gösterilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı-
9. HD. 20.06.2018 T. E: 2017/8432, K: 13368-
Davacının, davalıya ait özel halk otobüsünde şoför olarak, günlük 80 TL ücret ile, davalı ise davacının muavin olarak günlük net 50 TL ücret ile çalıştığını iddia ettiği ve davacının yaptığı iş ve aldığı ücret konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu- Davalıya ait araçta soför olarak çalışmış davacı tanıklarının beyanlarından ve dosyaya sunulan özel halk otobüsleri günlük servis cetvellerinden davacının muavin olarak çalıştığının anlaşıldığı- Davacı tanıkları, muavinlerin (biletçilerin) günlük 40 TL aldıklarını ifade etmiş iseler de; davalının cevap dilekçesinde, davacının günlük net 50 TL aldığı savunduğu dikkate alındığında, davacının günlük net 50 TL ile çalıştığının kabulü ile alacakların hüküm altına alınması gerektiği-
22. HD. 12.03.2019 T. E: 2016/8063, K: 5716-
İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçinin, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı, bununla birlikte; üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilememesi nedeniyle, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkının doğacağı, o halde; üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin araştırılması gerektiği, buna göre; işyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, üst düzey yöneticinin, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.