Davalının aynı yeri iki ayrı satış vaadi sözleşmesi ile farklı kişilere sattığı ve halen davaların derdest olmaları gerçekliği karşısında davaların birleştirilerek sonuçlandırılması gerekirken, bu hususun göz ardı edilerek karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasında yapılan yeniden yapılandırma sözleşmesi çerçevesinde borcun ödenmesi hususunda süre verildiğinin anlaşıldığı, vadesi gelmeyen borçlardan dolayı ihtiyati haciz kararının verilmesi koşulları bulunmadığından ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş olmasının yerinde olduğu-
Tebligatın usulüne aykırı yapılmış olması halinde, muhatabın tebligatı öğrenmiş olması halinde, tebligatın geçerli olacağı ve muhatabın bildirdiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağı; icra mahkemesince “muhatabın tebligatı daha önce öğrenmiş olup olmadığı” konusunda bir araştırma yapamayacağı-
Davacı dernek, kendi yönetim kurulunun kararlarının iptalini istemiş ise de, kendi kararlarının değiştirilmesi yönünde yönetim kurulunda her zaman yeni bir karar alabileceği gibi, bu konunun dernek genel kurulunda görüşülmesini sağlayabileceğinden, davacı derneğin genel kurulunda da bu konuda alınmış bir karar bulunmadığından davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı-
İstihkak davalarında, davalılar için dava konusu aynı olduğundan, icra mahkemesince (tetkik merciince) davanın reddi halinde, tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
Arka yüzünde "teminat çeki"dir, her ne surette olursa olsun ciro edilemez" kaydı bulunan çekin, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe konu edilebileceği (çek arkasındaki bu yazıların, çekin "kambiyo senedi" olma niteliğine etkili olmayacağı)-
E. davası niteliğindeki ve genel hükümlere tabi İİK. 308/b uyarınca açılan davada arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu-
Davalı müteahhit ile dava dışı arsa sahipleri arasında düzenlenen tarihsiz "kat karşılığı iş sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin içeriği ve niteliği itibariyle “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” olduğunun anlaşıldığı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, tapuda pay devri edimini de içerdiğinden TMK'nın 634, BK'nın 213, Noterlik Kanunu'nun 60 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri gereğince resmi biçimde yapılması gerekli olup, bu şekle uygun olmayan sözleşmenin şeklen geçersiz olduğu, dosya kapsamına göre, davalı müteahhit ile dava dışı arsa sahipleri arasındaki sözleşmenin adi yazılı olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davalı müteahhit ile dava dışı arsa sahipleri arasındaki sözleşme geçersiz olup, buna bağlı olarak düzenlenen taraflar arasındaki harici satış sözleşmesinin de geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmelerde herkesin aldığını iade etmekle yükümlü olduğu-
Tedavülden sonraki ciroların, alacağın temliki hükümlerini doğuracağı—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.