Taraflar arasındaki tazminat davası-
Somut olayda, teslim olgusunun varlığı kabul edilse dahi, binanın depremde yıkılmış olması karşısında, davacının geçersiz sözleşmeye konu bağımsız bölümü davalıya iade yükümlülüğünün bulunamayacağı, o halde, davacının, herhangi bir iade yükümlülüğü altında olmaksızın, ödediği satış bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteme hakkına sahip olacağı-
Davaya konu çek kambiyo vasfında olduğundan ve kooperatif yetkilileri tarafından usulüne uygun imzalanıp imzalar da inkar edilmediğinden davacı kooperatifin menfi tespit isteminin kanıtlanamadığı, mahkemece, davalı hakkında temlik nedeniyle pasif dava ehliyeti kalmadığından esasa yönelik kabul kararı verilmesinin ve temlik alan yönünden de esastan kabul kararı verilmesinin ayrıca birleşen davaların bağımsızlıklarını korumaları sebebiyle her dava için ayrı ayrı hüküm tesis edilmemesinin doğru olmadığı-
TMSF'nin kararı ile el konularak ticari ve iktisadi bütünlüğü ihale ile satışına karar verilen borçlu şirketin malvarlığının, davalıya satıldığı, anılan ihale şartnamesi gereğince davalı ile borçlu şirket arasında rızai devir sözleşmesi ile ihale dışında kalan malvarlığında anılan şirkete satıldığı, anılan şirketten alacaklarının da borçlar nedeniyle diğer davalılara temlik edildiği anlaşılmakla, kamu alacaklısı davacının, ihale alıcısı davalıya kendisine ödeme yapılmasını sağlayacak herhangi bir kararının bulunmadığı, dolayısıyla yasal mevzuat gereği davalı borçluya borcu olan ihale alıcısı davalının alacağın temliki hükümleri gereği işlem yapmasında hukuka aykırılık görülmediği- Borçlu şirketin ortağı olan kişiyle yapılan tasarrufun ve davalı temllik alan şirketin ortakları ile borçlu şirketin ortaklarının aynı kişiler olması nedeniyle bu şirket ile yapılan tasarrufun 6183 s. K. mad. 30 gereğince iptale tabi olduğu; temlik tasarruflarının davacının dava tarihindeki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu- 6183 s. K. mad. 24 vd. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davada davacı vergi dairesinin aciz belgesi sunulma zorunluluğunun bulunmadığı- Mahkemece re'sen değerlendirlecek olan harcın, takip konusu alacak miktarından daha düşük olan iptale tabi temlik tutarı üzerinden alınması gerekeceği-
İbraz müddetinin geçmesinden sonra yapılan cironun ”alacağın temliki “sonuçlarını doğuracağı-
Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ipoteğin terkin işleminin iptaline ve ipotek hakkının devam ettiğinin tespitine ilişkin kararda İcra Müdürlüğünce yerine getirilecek bir hüküm bulunmadığı, ipotekli taşınmaz üzerine 150/c şerhi konulması veya kaldırılmasına ilişkin bir işlem hususunda karar verilmediği, İcra Müdürlüğünün alacağın temliki yönündeki işlemlerin Tapu Müdürlüğüne bildirilmesi konusunda bir yükümlülüğünün olmadığı, ipotek tescil edildikten sonra temin ettiği alacağın temlikiyle birlikte bu hakkın temlik alana geçeceği, alacağın temliki ve ipotek tesisi işlemlerinin icra takibi dışındaki işlemler olduğu, şikayet reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Davacı, icra dosyasındaki takip konusu alacağın bir kısmını temlik aldığından temlik eden ile aynı haklara sahip olup, kısmen temlik eden ve kısmen temlik alanın ancak kendilerine ait alacaklar üzerinde tasarrufta bulunabileceği, alacağın bir kısmını temlik edenin, alacağın tamamı ile ilgili haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği, davalı icra müdür vekili tarafından temlik edenin talebi üzerine alacağın temlik edilmeyen kısmı üzerinden de usulsüz olarak haczin kaldırılması işlemi gerçekleştirilmiş olup, haczin tamamen kaldırılması işlemi nedeniyle takip dosyasındaki blokeli alacak takip borçlusuna ödendiğinden davacı zarara uğramış olup; zarar, usul ve yasaya aykırı talebin icra müdürlüğü tarafından yerine getirilmesinden kaynaklanmış olduğundan, oluşan zararla icra müdürlüğünün işlemi arasında illiyet bağı olduğu ancak davacının uğradığı zararı ile ilgili davalı Bakanlık aleyhine dava açabilmesi için takip dosyasında borçlu şirketten alacağını tahsil edememiş olması, başka bir ifade ile borçlu şirketin borcunu ödemekte acze düşmüş olması gerektiğinden, mahkemece, davacının dava dışı borçlu şirketten alacağının tahsilinin mümkün olup olmadığı araştırılmadan, davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile miras payı oranında tescil ve tazminat; birleştirilen davalar ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat istekleri-
Açığa imza suretiyle düzenlenen senedin «anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu» iddiasının yazılı delil ile isbat edilebileceği–
Davacı, dava dışı üçüncü kişiden davalıdan olan alacağının 100.000 TL'sini devralmış, temlik belgesini davalıya tebliğ etmiş, bu davanın açılmasından önce temlik alınan para, temlik edenin borçlarından dolayı icra veznesine ödenmiş olduğundan davacı bu paranın kendisine ödenmesi gerektiği iddiasında olduğu takdirde, eda davası açmak suretiyle bu parayı davalıdan talep edebileceğinden davacının, davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı için davanın reddine karar vermek gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.