İtirazın iptali davası-
Kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışının (ihalesinin) KDV den istisna olduğu, bu satışların müzayede suretiyle gerçekleşmesinin belirtilen duruma etkisinin olmadığı (3065 s. K. mad. 17), şirketlerin de kurum kavramının içinde yer aldığı- İcra müdürünün tapu harçları konusunda karar verme yetkisinin olmadığı-
Mahkemece; borçlunun takas ve mahsup talebine konu takip dosyasının dayanağı ilamın, işçilik alacağı konulu olduğu, gerek ilam alacaklısı, gerekse temlik alacaklısı olan takip alacaklısının, anılan talep için rıza göstermedikleri anlaşılmakla, istemin reddi gerekeceği-
Davaya konu bononun, lehtar davalı H... tarafından protesto edildiği; protesto sırasında diğer davalı S.’ın ciro silsilesinde yer almadığından protestodan sonra yapılan ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olup (TTK. m.690), bu durumda icra takibi yapan S. yetkili hamil olmadığı için kambiyo takibi yapamayacağından, bu davalı hakkındaki menfi tespit davasının kabulü gerekeceği-
İtirazın iptali davası bozma ilamına uyularak-
Davacı vekili tarafından mahkemece alınan bilirkişi raporunda alacağın daha fazla hesaplanması üzerine ilk kararda hüküm altına alınan tutar dışında kalan bakiye kısmın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali istemiyle açılan ve diğer ek davanın, mahkemesince her iki dava arasında hukukî ve fiili irtibat bulunduğu, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilerek bu dosya arasına gönderildiği, ancak; mahkemece gerekçeli karar başlığında birleşen davaya ilişkin bilgilere yer verilmediği gibi, birleştirilen dava ile asıl davanın birbirinden bağımsız olduğu, bağımsızlığını koruyan her bir dava hakkında ayrı ayrı yargılama yapılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin direnme kararı verilmesinin hatalı olduğu- Bozmadan sonra birleştirilen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine dair önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Satış vaadi sözleşmeleri ile edinilen kişisel hakkın alacağın devri (temliki) hükümlerine göre üçüncü şahıslara devrinin mümkün olduğu-
MK'nın 950. maddesi uyarınca alacaklının, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantılı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği ve alacaklının, şartlar oluştuğu takdirde hapsettiği şeylerin paraya çevrilmesini isteyebileceği-
Gerçek bir alacağı bulunan alacaklıya borçlunun bir başkasından olan para alacağını temlik etmesinin ticari örfe dayalı geçerli bir ödeme aracı olduğu, temlik işleminin iptali için açılan davada, temlik alanın, bu temliki gerektirir nitelikte ve boyutta borçludan alacağının olup olmadığının tespiti gerektiği-
Alınan bilirkişi raporu ile takibe konu çekler üzerinden davacı adına ciranta sıfatı ile konulan imzaların çeklerin keşide tarihindeki davacı şirket temsilcisinin elinden çıkmadığının anlaşıldığı, davacı vekilinin diğer davalı hakkındaki davayı takipten vazgeçtiğini beyan ettiği gerekçesiyle davalı Finansbank hakkındaki davanın kabulüne, takibe konu çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, diğer davalı hakkındaki davanın açılmış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.