Muhdesatın aidiyetinin tespiti, tazminat ve elatmanın önlenmesi davasında, davaların konularının farklı olması nedeni ile taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayacağı-
Asıl dava dilekçesinde, 01.01.2003-01.07.2007 tarihleri arası dönem için; birleşen dava da ise 01.01.2008-16.09.2011 arası dönem için ecrimisil talep edilmiş olmasına rağmen hükme esas alınan 02.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda, asıl dava yönünden 2007 yılının tamamı; birleşen dosyada ise 2011 yılının tamamı için ecrimisil hesap edildiği, mahkemece, talep aşılarak hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmiş olması doğru değil ise de, anılan yanlışlıkların düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Tespit davalarının görülebilmesi için, güncel hukuki yararın bulunması (HMK. mad. 106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerektiği- Tespit davaları eda davalarının öncüsü olduğundan, eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığının kabul edileceği- Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re'sen gözetileceği ve hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesi ile dosya arasında bulunan değişik tarihli dilekçelerinde, babası S. Sural adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine avlulu kargir ev yaptığını bu evin kendisine ait olduğunu ileri sürerek istekte bulunmuştur. Diğer deyişle arz üzerinde meydana getirilen muhdesatın kendisine aidiyetine-
Kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalarda, Kadastro Kanun'un 19/2 maddesine dayanılarak muhdesatın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesi istenmeyeceğine göre, muhdesat hakkında tapu kaydının beyanlar hanesine şerh konulmasına karar verilmesi doğru değil ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Kendi malzemesi ile başkasının arsasına bina yapan kişinin itirazlarının, icra mahkemesinde (tetkik merciinde) incelenemeyeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekleri-
Davaya konu taşınmazlardaki fındık ağaçlarının davalıya ait olmadığı anlaşıldığından TMK. mad. 718 gereğince davacı ve davalının fındık ağaçlarına tapudaki payları oranında malik oldukları sabit olmakla, fındık ağaçlarının taşınmazdaki payları oranında paydaşlara ait olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmesinin yanlış olduğu, muhdesat şerhinin terkini ile yetinmek gerektiği- Harcın muhdesat değeri dikkate alınarak hesaplanması gerektiği gibi davacı yararına vekalet ücretine hükmedilirken de harcı yatırılan dava değerinin dikkate alınması gerektiği-
Ortaklığın giderilmesi-
Tapuya şerh edilecek hususların yasalarda sınırlı olarak sayılmış olduğu, yasada sayılanlar haricinde tapuya şerh verilemeyeceği (bu ne-denle; muhdesatın aidiyetinin tespiti ve tapuya şerh verilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği)-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.