Davacılar, murisleri adına düzenlenmiş tapu tahsis belgesi ile murislerine ait olduğunu iddia ettikleri muhtesat bedellerini istediklerine ve muris A.K’ın, 15.06.1989 tarihinde ölmüş olup, geriye mirasçı olarak davacılardan başka M., A., F., A., Z. ve A. K. adlı mirasçıların da bulunduğu ve bu mirasçıların davada yer almadıkları tartışmasız olduğuna göre, olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyete dayalı istemin söz konusu olduğu-
Maliki olduğu 2287 parsel sayılı taşınmaza komşu taşınmaz maliki tarafından inşa edilen binanın kendi taşınmazına taştığını ileri sürerek elatmasının önlenmesine ve taşan kısmın yıkılmasına-
Muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığının kabul edilmesi getirdiği- Toplanan delil ve tanık beyanlarına göre dava konusu kargir ev ve samanlığın davacılar tarafından meydana getirildiği sabit olduğundan, mahkemece muhdesatların davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesinin hatalı olduğu- Dava konusu muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmaz davacılar murisi ile davalılar adına paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olup, davanın değeri, muhdesatın davalıların paylarına isabet eden değeri (zemin bedeli hariç) olduğundan, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcı ile yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden her bir davalının tapu payları oranında sorumlu tutulmaları gerektiği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal, olmadığı takdirde tazminat isteği, birleşen dava ise temliken tescil isteği-
Muhdesat tespitine-
MK. 724’e dayalı “temliken tescil” davalarının sübjektif unsuru: “İyiniyet” (MK. 3)-
Uyuşmazlık; dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
Mahkemece; “Davanın kabulüne, 201 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine” şeklinde hüküm verilmiş ancak, tespitine karar verilen muhdesatın nelerden ibaret olduğu hüküm kısmında gösterilmediği gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da muhdesat olarak belirlenen ağaçların, sayısı, cinsi tek tek belirtilmemiş, yüzdelik oranlar verilmek suretiyle muhdesattan bahsedildiği, hüküm bu haliyle infaza elverişli olmadığından kararın bu yönüyle bozulması gerektiği-
Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde, bina, ağaç vb. gibi muhtesat bulunması halinde bunlar arzın ayrılmaz parçası sayıldığından arzla birlikte satılacağı- Bunların bir kısım paydaşlara ya da üçüncü kişilere ait olması halinde yapılacak işlem -
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.