MK. 724’e dayalı “temliken tescil” davalarının sübjektif unsuru: “İyiniyet” (MK. 3)-
Mahkemece; “Davanın kabulüne, 201 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine” şeklinde hüküm verilmiş ancak, tespitine karar verilen muhdesatın nelerden ibaret olduğu hüküm kısmında gösterilmediği gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da muhdesat olarak belirlenen ağaçların, sayısı, cinsi tek tek belirtilmemiş, yüzdelik oranlar verilmek suretiyle muhdesattan bahsedildiği, hüküm bu haliyle infaza elverişli olmadığından kararın bu yönüyle bozulması gerektiği-
Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde, bina, ağaç vb. gibi muhtesat bulunması halinde bunlar arzın ayrılmaz parçası sayıldığından arzla birlikte satılacağı- Bunların bir kısım paydaşlara ya da üçüncü kişilere ait olması halinde yapılacak işlem -
Mahkemece, eksik araştırma ve inceleme sonucunda karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tescili istenen taşınmazın kamu hizmetine tahsis edildiği hallerde tescil yerine mülkiyetin tespitine karar verilebilir ise de taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlar TMK'nun 684. maddesine göre arzın bütünleyici parçası olup ayrı bir mülkiyet konusu oluşturamayacağı-
Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın TMK. mad. 1007 uyarınca tazmini isteğine ilişkin davada eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesinin hatalı olduğu- Çekişmeli taşınmazda bulunan meşe ağaçları dikme olmayıp "doğal yollarla" oluştuğundan, anılan kesimin arazi niteliği itibariyle çevredeki ekilebilir ürünler araştırılıp net gelir metodu ile gerçek değerinin tespit edilmesi gerektiği-
Mahkemece verilen ilk karar bozma ile ortadan kalktığından, taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini, kamulaştırılan kısımda bulunan muhdesatların ise davacı idareye ait olduğunun tespiti yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiği-
İlk derece mahkemesince davaya konu edilen taşınmazların ve yapıların dava tarihi itibariyle davacının zilyetliğinin devam edip etmediğinin araştırılması, nitekim bu taşınmaz ve yapılar halen davacının kullanımında ise sebepsiz zenginleşme olgusunun henüz gerçekleşmediği gözetilerek hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davasının davacının taşınmaz mülkiyetini yitirdiğinin kesinleştiği (iptal ve tescil davası kararının kesinleştiği) tarihten sonra açılabileceği-
Yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde HMK'nin 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetin sözkonusu olması halinde ise miras payları göz önünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.