İhale konusu aracın takyidat bilgisinde birden çok haciz bulunduğundan ve sat bedeli bütün alacaklıların alacağının karşılanmasına yetmediğinden İİK'nin 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının zorunlu olduğu- Takip alacaklısının yediemin alacağının mı yoksa motorlu taşıtlar vergisinin mi öncelikle ödenmesi gereken bir alacak olduğu hususların ise sıra cetveli yapılmasından sonra tartışılabilecek hususlar olduğu-
Yapı denetim hesaplarındaki paraların, Belediyelere ait paralar olmayıp, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı denetimi işinde fiilen kullanıldığı sonucuna varılmış olmakla, 5393 Sayılı Yasanın 15/son maddesi uyarınca haczinin mümkün olmadığı-
Banka hesaplarına konulan haczin iptali istemi-
Mahkemece, dava dışı borçluya ait konut üzerine banka tarafından ipotek tesis edildiği, borç ödenmediğinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, borçluya ait konutun ihale bedelinden ipotek alacağı ödendikten sonra kalan paranın AATUHK.’ nun 69. maddesince haczi daha eski tarihli olan vergi dairesine ödenmesi, para arttığı takdirde SGK.’ ya ödenmesi gerektiği halde garameten taksimin hatalı olduğu gerekçesiyle, şikâyetin kabulüne kalan paranın öncelikle vergi dairesinin alacağını karşılaması için sıra cetvelinin bu kısım yönünden iptaline karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
İİK. 206/Birinci sıra "A"da yazılı bulunan "iflâsın açılmasından önceki bir yıl" ifadesiyle belirtilen sürenin, iflâsın ertelenmesinde "erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl" olarak kabulü gerekeceği–
Sıra cetveline itiraz davalarının sıra cetvelinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde açılmasının gerekeceği-
Davacı tarafından, ruhsat iptali ve faaliyetten men işlemine karşı dava açılmadığı ancak ruhsat başvurusunda bulunmalarına karşın halen ruhsat verilmediği, aynı adreste hali hazırda ruhsatlı 2 adet daha içkili kafeteryaları bulunduğu ve idare yetkililerince denetimlerde ruhsatlı işyeri müşterilerinin, ruhsatsız işletmeye geldiğinin kabulüyle hatalı olarak tutanak ve işlem tesis ettiklerini, tekerrür hükümlerinin de hatalı uygulanarak kanunda işaret edilen cezanın üst sınırının aşıldığını ileri sürerek İptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı; idare mahkemesince, davalı idarece yapılan denetimler sonucu usulüne uygun düzenlenen tutanaklar ile davacının işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmadan faaliyette bulunduğu tespit edildiği, davacı tarafından da bu tespitlerin aksini ispat edecek hiçbir bilgi veya belge dosyaya ibraz edilmediğinden, davacı hakkında idari para cezası tesisi yerinde olduğu, ancak ceza tutarının; aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için idari para cezasına konu olan fiillerin hepsinin bir yıllık süre içerisinde gerçekleşmiş olması gerektiği, bir yıllık süre sınırının aşılması halinde ise bir yılı aşan fiillerin değerlendirme dışında tutularak ceza miktarının hesaplanması gerektiği, bu durumda, ruhsatsız faaliyette bulunmak fiilinin on ikinci kez ihlal edilmiş olması nedeniyle davacı hakkında 11. kez tekerrür hükümleri uygulanarak (bir önceki cezanın iki katı) ceza verilmiş ise de; dava konusu cezanın dayanağı tespitin, tekerrür uygulamasına başlangıç alınan ve baz ceza ile cezalandırılan tespitten 1 yıl sonra yapılmış olması nedeniyle, tekerrür hükümleri işletilerek verilen cezada miktar yönünden yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu 1.945.600,00 TL idari para cezasının iptaline karar verildiğinin görüldüğü, ancak, mevzuatta "aynı fiillerin bîr yıl içinde tekrarı” ifadesi dışında; tekerrürü sonlandırarak yeniden başlatan bir düzenlemeye yer verilmediği gibi “ilk tespit tarihinden itibaren bîr yıl içinde" ifadesine yer verilmeyerek açıkça aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağının düzenlendiği, bu itibarla, davanın reddinin gerektiği-
SGK borçlusu davalı ile diğer davalı 3. kişi arasında yapılan gayrimenkul satış sözleşme ve işleminin Kurum alacağının tahsiline imkân bırakmamak amacıyla yapıldığı iddiasıyla 6183 s. K. kapsamında iptali ile taşınmazın devreden davalı adına tescili istemine ilişkin davada; “Taleple bağlılık ilkesi”ne göre, hakim, tarafların talebi ile bağlı olup, fazlasına ya da başka bir şeye karar veremeyeceği, somut olayda talep; aynî hakka ilişkin tasarrufun iptali, taşınmazın devreden davalı adına tescili istemine yönelik olup, yazılı şekilde talepten başka bir şeye hükmedilmesinin isabetsiz bulunduğu-
Aalacaklı tarafından borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra, icra takibine geçildiği ve şikayete konu takibin ihtiyati tedbir kararından sonra başlatıldığı anlaşıldığından, mahkemece Ticaret Mahkemesi'nin iflasın ertelenmesi davasında verdiği ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda şikayetçi borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı çekin keşide tarihi 23.10.2014 olup ibraz süresinin bitim tarihi 6273 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra olmakla, çeklerin 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, buna göre; tedbirin kalkığı 25.10.2019 tarihinden itibaren, icra takibinin başlatıldığı 20.02.2021 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin geçmediği, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk derece Mahkemesinin kararının gerekçe nedeniyle kaldırılarak, zamanaşımı nedeniyle takibin durdurulması talebinin reddi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.