Daha sonra iflasına karar verilen ve hakkındaki iflas kararı kesinleşen borçlu tarafından, davalı üçüncü kişiye satılan taşınmaz hakkında -kamu alacağından dolayı- açılan tasarrufun iptali davası sonucunda, mahkemece "iptal koşulları oluşan taşınmazın iflas masasına kaydına" karar verilmesi gerekeceği–
Sıra cetvelinin (derece kararının) yapılabilmesi için mutlaka satış sonucu para elde edilmesinin zorunlu olmadığı—
İcra Mahkemesinde Adalet Bakanlığı'na Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ uyarınca sıra cetvelinde muhafaza bedeli kapsamında belirlenen ve öncelikle ödenen bedelin anılan tarifeye uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği denetlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişi hakkında bedele hükmedebilmesi için, öncelikle borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarrufun iptal edilmesi, bundan sonra iptal edilen tasarrufa konu mal ve hak üzerinde davacı alacaklıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi şayet dava bedele dönüşmüş ise bedelin üçüncü kişiden tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetveline karşı şikâyet yoluna başvurma süresinin «sıra cetvelinin öğrenilme tarihi»nden değil, «sıra cetvelinin tebliğ tarihi»nden itibaren başlayacağı—
İflasın ertelenmesi davasında, 6183 s. K.'a göre yapılan ve yapılacak takipler de dahil olmak üzere (rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılanlar hariç) davacı aleyhine yapılan ve yapılacak hertürlü takip ile ihtiyati haciz tedbir hapis temlik muhafaza tedbri teslim ve tahliye uygulamalarının ve şirketin malvarlığını oluşturan taşınır ve taşınmaz mallar ile makinaların devrinin, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde muhafaza tedbiri uygulanması ve rehinli malın satışının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesi durumunda, icra müdürlüğünce takibin ilgili tedbir kararına istinaden durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkin davada, mahkemece tasarruf tarihi itibarıyla davalı şirketin davacı idareye borcu bulunmadığı belirlenmişse de, davacı idare tarafından gönderilen mükellef borç listesi dikkate alındığından, davalı şirketin tasarruftan önce vergi borcu olduğunun kabulü gerektiği- Ticaret Sicil Kayıtlarından davalı 3. kişinin davalı borçlu şirketteki hisselerini davacı idarenin alacağının doğduğu tarihten sonra devrettiği ve şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu, dava konusu taşınmazı hisse devri karşılığı almış olduğunu savunması, taşınmaz üzerinde fabrika bulunması gibi maddi ve hukuki olgular gözönüne alındığında, dava konusu taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun muvazaalı olduğunun kabulü ile İİK'nun 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak davacı idareye tasarruf tarihine kadar olan alacak ve ferileriyle sınırlı olarak anılan taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Müteahhitlik yapan (ya da tacir olan) borçlunun «evinde menkul hiçbir eşyasının bulunmadığı» iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu–
6183 s. K. mad. 24 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasında Hazine için aciz vesikası ibraz etme zorunluluğu bulunmasa da, mevcut malların borca yetersizliğinin anlaşılması gerektiği- Davalı borçlu adına kayıtlı 3 adet taşınmaza davacı idare tarafından vergi borçları nedeniyle haciz konulmuşsa da; bu taşınmazlar üzerinde ipotekler ve başka borçlardan dolayı konulan hacizler bulunduğu görülmekle birlikte davacının alacağını karşılamayacağı ve davalı borçlunun aciz hali sabit olduğuna göre mahkemenin "borçlunun aciz halinin ispatlanamadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğu- Davalı borçlu ile 3. kişi konumundaki diğer davalı olduğundan, 6183 s. K. mad. 28/1 uyarınca, yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde sayılacağı ve iptale tabi olduğu, bu durumda davalıların iyi niyetli olup olmadıklarının önem arz etmediği-
6183 sayılı kanundan kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, davalının üçüncü kişinin, borçlu kızının alacaklılarından mal kaçırmak ya da ala­caklılarını ızrar kasdı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu- 6183 sayılı Kanunun uygulanma­sından doğan her türlü davalar için avukatlık ücretinin maktu olarak belirlenmesi ve davacıya borçlu aleyhine yürütülen takipteki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olacak şekilde taşınmaz üzerinde cebri icra yapma yetkisi verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.