Üçüncü kişiler tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden önce, o mal üzerine -o malın aynından kaynaklanmayan- kamu alacağı için haciz konulursa, kamu alacağının İİK’nun 100. maddesindeki koşullar aranmaksızın hacze aynı derecede iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılması gerekeceği—
Borçlunun kamu alacağının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla (kötüniyetle) yaptığı tasarrufların tarihi ne olursa olsun- iptali gerekeceği-
Limited şirketteki payı devralan ortağın, devirden önceki dönemle ilgili şirket borçlarından da payı oranında sorumlu olduğunun gözetilmesi gerektiği-
İİK'nın 206. maddesinin kamu alacaklarının hacze iştirak etmesinde uygulanmayacağı, kamu alacağının hacze iştiraki açısından kamu alacağının niteliği ve ilk haczin dayandığı alacağın niteliği ile ilgili bir ayrım yapılmadığından, kamu alacağının ve ilk haczin dayandığı alacak hangi sebepten doğarsa doğsun kamu alacağı için satıştan önce haciz konulmuşsa ilk hacze iştirak edeceği- İİK'nın 106. maddesi uyarınca, iki (şimdi; bir) yıllık satış isteme süresinde avans yatırılarak satış isteminde bulunulmuş olmakla, şikayet olunanın haczinin düşmeyeceği-
İcra takibinin dava açıldıktan sonra yapılmış ve kesinleşmiş olmasının mümkün olduğu, önemli olan yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığı olduğu, davada taraf teşkili tamamlandıktan sonra davacı alacağının kesinleşmesi beklenip davaya konu aracın tasarruf tarihindeki gerçek değeri de belirlendikten sonra davanın diğer şartlarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekeceği-
İflâsın açılması ile duracak takiplerin, "müflisin masaya giren malvarlığı ile ilgili takipler" olduğu
Borçlu limited şirket ortaklarının şirketten tahsil olanağı kalma­yan kamu alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya so­rumlu olduğu-  Vergi borcundan dolayı davalı şirket ortağının 1/3 oranında sorumlu olduğu, anılan tarihte şirket müdürü olmadığı, başvuru tarihinde takip konusu vergi borcunu beş taksitte ödediği ve borcu kalmadığı gerekçesiyle 6183 s. K. mad. 24 vd. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- Takip konusu vergi borcu yargılama sırasında ödenmiş olmakla davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın açılmasına davalılar sebep olduğundan harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati haczin icra takip işlemi olmadığı hususunun, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16.02.2000 gün ve 2000/12-49 Esas 2000/94 Karar sayılı ilâmında açıkça ifade edildiği, bu nedenle ihtiyati tedbir kararında açıkça tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararının, ihtiyati haczin infazını engellemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.