Tarafların tacir olduğu ve aralarında yetki sözleşmesi yaparak İstanbul mahkeme ve icra dairelerini yetkili kıldıkları anlaşıldığından, mahkemece icra takibinin yetkili yerde yapıldığının kabulü ile işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde asıl davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Yabancı devlet mahkemesini yetkilendiren yetki sözleşmesine rağmen yabancı uyruklu taşıyan Türk uyruklu davalının ikametgah mahkemesinde dava açtığından, kendi ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek olan davalının davaya bakma hususunda Londra Yüksek Mahkemesi 'nin yetkili bulunduğu yolundaki itirazının TMK. mad. 2 hükmüne aykırılık oluşturduğu-
Konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilemeyeceği-
Bono lehtarı tacir olmadığı ve bonoya konu edilen alacağın ödeme yeri mahkemesinde ihtiyati haciz talebinin ileri sürülebileceği-
Takip dayanağı bonoda tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmadığı gibi, alacaklı tarafından borçlunun tacir olduğuna ilişkin bir belge de sunulmadığı görüldüğünden, HMK'nun 17. maddesi uyarınca bonoda öngörülen yetki şartının geçersiz olduğu, mahkemece, borçlunun yetkiye itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında TBK. mad. 89/1 gereğince alacaklının ikametgahında da dava açılabileceği-
Ödememe protestosunda, bonodaki yetki şartının belirtilmemesinin dayanak bonodaki yetki şartını bertaraf etmeyeceğinden, borçlunun yetki itirazının reddi gerekeceği- (Not: 6100 s. HMK.'nun 17. maddesindeki yeni düzenlemeyle tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki kimselerin kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmalarının kabul edilmemiş olduğu)-
Davalı borçlunun takibe konu edilen kira alacaklarını davacı alacaklıya ödediğini yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğu, bu nitelikte bir belge ibraz edilmediğinden kesinleşen takip nedeniyle tahliye kararı verilmesi gerekeceği-
HMK.’nun 17. maddesinde bahsedilen “tacir” sözcüğü ile kastedilenin “işin ticari nitelikte olma”yıp, “tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olması” olduğu; sözleşme konusunun “ticari iş” olmasının, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermediği-
Yetki sözleşmesinin tacir olmayan avalisti bağlamayacağı- Takip konusu bonoların tanzim edildiği yerler gösterilmemiş olup; anılan senetleri tanzim edenin adresinin ise, Kaş olduğu, söz konusu bonolarda tanzim yeri ve ödeme yerinin Kaş olduğu, muteriz borçlu ile diğer takip borçlusunun adreslerinin Kaş olduğu ve sözü edilen borçlulara ödeme emrinin anılan yerlerde tebliğ edildiği görüldüğünden, muteriz borçlunun ikamet adresi ve gerekse bonoların tanzim yerleri Kaş olduğundan borçlu hakkındaki icra takibi yönünden Kaş İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.