Kesin borç (karz) ipoteklerinde, alacaklının ipoteğin kaldırılması (fekki) için anapara dışında takip masrafları ile geçmiş günler faizlerinin de ödenmesini isteyebileceği–
Borçlunun kendi borcu sebebiyle yine kendisine ait taşınmazını, alacaklıya kesin borç ipoteği şeklinde ipotek ettirdiğinin, anılan ipoteğin süresiz olarak kurulduğunun anlaşıldığı, bu durumda, alacaklının, borçluya takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, o halde, mahkemece; şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar vermek gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; tarafların aralarında düzenlemiş oldukları bedelli ipoteğin kesin borç (ana para) ipoteği niteliğinde olmadığı, bu nedenle İİK'nun 149. maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı-
İİK'nun 153. maddesi gereğince ipoteğin terkini koşullarının oluştuğu gözetilerek talebin kabulü ile icra dosyasına yatırılmış olan paranın ödeme talep eden mirasçılara hisseleri oranında ödenmesine, itiraz etmeyen ve ipotek bedelini almayan alacaklılar namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verilmesi gerektiği-
İpotek alacaklısı mirasçılarının, ipotek bedelindeki uyuşmazlığı gerekçe göstererek parayı almaktan imtina ettikleri, bu durumda ipotek bedeli yargılanmayı gerektirip İİK'nun 153. maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden mahkemece istemin reddinin gerekeceği-
Borçlunun kendi borcu sebebiyle yine kendisine ait taşınmazını, alacaklıya kesin borç ipoteği şeklinde ipotek ettirdiğinin, anılan ipoteğin süresiz olarak kurulduğunun anlaşıldığı, bu durumda, alacaklının, borçluya takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpotek akit tablosundaki 'fekki bildirilinceye kadar süre ile geçerli' açıklamasının 'muacceliyet koşulu' olmayıp, 'ipoteğin süresiz olduğunu' gösterdiği- Kural olarak 'alacağın muacceliyetinin bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda' alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapamayacağı-
İpotek alacağa bağlı bir hak olduğundan, tarafların alacağı ipotekle teminat altına alma konusunda anlaşmaları ve bu yöndeki iradelerini resmî şekilde işlem yaparak yerine getirmeleri gerektiği- Ortada, davacının dava dışı babasının veya babasının kurucu ortağı olduğu şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı lehine dava konusu taşınmaza ipotek tesis edildiğine dair resmî şekilde düzenlenmiş ipotek akdi bulunmayıp aksine, davacının davalıdan aldığı borcun teminatı olarak ipotek tesis edilmiş olduğu, davalının da davacıdan alacaklı olmadığının kendi beyanı ile sabit olduğu anlaşıldığından, davacı ile davalı arasında davaya konu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin mevcut olmadığı ve davacının davalıya borcu bulunmadığı anlaşıldığından davacının ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yönündeki talebinin yerinde olduğu- Davacı vekilinin, "davalının davacının iradesine aykırı olarak ve davalı ile birlikte hareket ederek davacıya ait taşınmazda davaya konu ipoteği davacı adına vekâleten tesis ettiğini, tesis edilen bu ipoteğin dayanaksız ve temel ilişki yokluğu nedeniyle yolsuz olduğunu" ileri sürerek "ipoteğin terkini, borçlu olmadığının tespiti" taleplerinin yanında "tazminat isteği" de bulunduğu gözetildiğinde, eldeki davada taşınmazlara ipotek tesis etmeye dair vekil tayin edilen davalıya husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.