Şikayetçi bankanın alacağının ihtilaflı ve şarta bağlı olarak kabul edilip 4. sıraya kaydedilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı, taraflar arasındaki rehin sözleşmesinin masaya girmiş olan alacaklar yönünden dikkate alınmaması gerektiği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin olup, şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasında  takibin kesinleştiği tarih gözönüne alındığında, "şikayet olunanın haciz tarihinin, şikayetçinin haciz tarihinden önce olduğu" gerekçesi ile "davanın reddine karar verilmesi" gerektiği-
Şikayet tarihinden geriye doğru üç aylık nafaka borcunun ödenmiş olması halinde -ödenmeyen nafaka borcu daha fazla olsa ve bunlar ödenmemiş dahi olsa- "düşme kararı" verilmesi gerekeceği–
"Rehinli alacağın rehin tarihi iflasın açılmasından evvelki iki sene içerisinde yapılmış ise İİK'nun 279. maddesine göre alacaklıların bu rehin hakkının iptalinin dava edilmesine karar verebileceği ancak rüçhanlı hakkın iptal edilmesi halinde alacağın aslının iptal edilmiş olmayacağı, bu alacağın adi alacağa dönüşerek İİK'nun 206. maddesine göre 4. sıraya alınacağı, İflas İdaresinin İİK'nun 230. maddeye göre rehinli alacağın aslının reddine karar verebileceği, bu durumda alacaklının kayıt kabul davası açması gerektiği" şeklindeki yerel mahkeme kararının isabetli olduğu-
Sanık tarafından nafaka borcunun ödenmesi nedeniyle İİK. mad. 354 uyarınca, sanık hakkındaki cezanın bütün neticeleri ile düşürülmesine karar verildiğinden, kanun yararına bozma isteminin konusuz kaldığı-
İcra ceza mahkemesindeki yargılamanın sonuçlanmasına (hüküm tarihine) kadar kesinleşmemiş olan nafaka ilamında yer alan nafaka borcunu ödememenin "suç" sayılmayacağı–
Kira parasının tesbitine ilişkin mahkeme kararı ile belirgin hale gelen kira farkı alacağına, ayrıca ihtara gerek kalmaksızın, kira tesbit kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği hakkkında İçtihadı Birleştirme Kararı-
Önalım (şuf’a) hakkının kullanılması nedeni ile önalım hakkı sahibi alıcının, bedele ilişkin yükümlülüğü, hakka konu olan payın kullanıldığı tarihteki (önceden kullanılmamışsa dava tarihi) değeri olması gerekeceği-
Ortak olan taraflar arasında üstlenilen inşaat yapım işinin gerçekleştiği tarihte, taraflardan yalnızca müteahhit olan davalının tacir olduğu, davacının tacir sıfatının bulunmadığı, yani, bu işin her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili bir iş olmadığı anlaşıldığından, alacak davasına dair uyuşmazlıkta görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Tasdik edilen konkordato projesinde davacı şirketin proje kapsamında yapacakları ödemelerin tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl ödemesiz dönem sonrasında başladığı, 2 ayda bir, 42 eşit taksitte, garame payı oranında ödenmesine karar verildiği anlaşılmakla, davacının 2018 yılından bu yana 5 yıldır konkordato tedbirlerinden yararlandığı da gözetildiğinde, ödemelerin karar tarihi yerine istinaf ve temyiz kanun yolunda geçecek süreleri de aşacak şekilde kesinleşmeden itibaren başlamasının kabul edilmesinin ve bu denli uzun bir sürenin beklenmesinin alacaklılar ile borçlu arasındaki menfaat dengesini borçlu lehine bozar mahiyette olduğu- Mahkemece, borçlunun kaynakları ile orantılı olmayan, ödeme süresinin uzunluğu nedeniyle alacaklıların aleyhine olacak şekilde menfaat dengesini bozan konkordato projesinin reddine, İİK 292/1-b'deki şartlar oluştuğundan ve borca batık olduğu anlaşılan davacı şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.