Akıl hastası kadının iradi olmayan hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanmaya karar verilemeyeceği-
Akıl hastası olan davalı kocanın davranışları iradi olmadığına göre, kendisine kusur da yüklenilemeyeceği; akıl hastalığına (TMK.md.165) dayalı bir boşanma davası da bulunmadığından; boşanma davasının reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, olmadığı takdirde tenkis, ayrıca ecrimisil isteklerine ilişkin dava ve birleştirilen davada, ehliyetsizlik iddiası yönünden mirasbırakanın temlik tarihlerinde hukuki işlem ehliyetine sahip olup olmadığının ... Kurumu'ndan alınacak rapor ile saptanıp, ehliyetli olduğunun saptanması halinde tenkis talebi üzerinde durulup, ecrimisil talebi yönünden araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesine dayalı, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle vasi atanması talebine-
Akıl hastalığı/zayıflığı yanında, dayanılmış olan "savurganlık ve malvarlığını kötü yönetme" iddiasına ilişkin olarak gösterilen tanıkların ve diğer delillerin değerlendirilerek kısıtlanma talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Hukukumuzda çifte mülkiyetin kabul edilmediği hususu da göz önüne alınarak dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen toplamda 1285,76 m2 yüzölçümlü yerin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline,yine aynı raporda (A) harfi ile gösterilen kısım üzerinde yer alan (C/a) harfi ile gösterilen binanın mülkiyetinin davalıya ait olduğunun tespitine şeklinde çifte mülkiyet yaratacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bilindiği üzere davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemeyeceği - Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmayacağı- Ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde yetkili sağlık kurullarından, özellikle Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını da gerekli kıldığı - TMK mad 599 uyarınca mirasın, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçeceği ve mirasçıların terekedeki mallar üzerinde bu tarih itibari ile hak sahibi olacağı-
8. HD. 18.01.2018 T. E: 2017/8365, K: 882-
Alacaklının, çeke dayalı olarak ciranta borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlu vasisinin şikayet ve itirazında, borçlunun akıl hastalığı nedeniyle kısıtlı olduğu ileri sürüldüğüne göre hukuki işlemlerde tarafların fiil ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun mahkemece resen dikkate alınmasının zorunlu olduğu, mahkemece, takip dayanağı çekin ibraz tarihi itibariyle borçlunun fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının Adli Tıp Kurumu veya tam teşekküllü bir hastaneden aldırılacak rapor ile tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
«Akıl hastahanesinde bulunan bir kadın aleyhine kocası tarafından açılan boşanma davası sonucunda -kadın, dava ehliyeti’ne sahip bulunmadığından- mahkemece boşanma kararı verilemeyeceği»ne ilişkin Fed. Mahkeme Kararı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.