Lehine ciro yapılan kimsenin ciroda gösterilmesine gerek bulunmadığı gibi cironun sadece cirantanın imzasından ibaret olabileceği—
Tahsil için davalı bankaya tevdi edilen bonoların, tahsil işlemlerine başlanılmaması bilahare zamanaşımına uğraması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, mahkemece dosyada mübrez bono suretlerinden bonoların tahsil cirosu ile devredilip devredilmediği, bankanın vekil hamil olup olmadığının anlaşılamadığından dava konusu bonolar celbedilerek inceleme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Senedi rehin cirosu ile elinde bulunduran alacaklının, senedi rehin ciro-su ile kendisine ciro etmiş olan cirantasını takip edemeyeceği—
Akit ile borçlanmaya ehil olan kimsenin poliçe, çek ve bono ile de borçlanmaya da ehil olduğu, ticaret şirketlerinin ticaret sicilinde tescil ile tüzel kişilik kazanacakları ve bu andan itibaren kambiyo taahhüdünde bulunabilecekleri-
Bankaya hem «tahsil» hem «teminat» sözcükleriyle yapılan cironun gerçek niteliği araştırılmadan uyuşmazlığın çözümlenemeyeceği—
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi- Kredi borcuna karşılık verilen çekler tahsil edilemediği takdirde çek bedellerinin borçtan mahsubunun mümkün olmadığı-
Somut olayda, ihtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığının İİK’nın 257. hükmüne göre, belirlenmesi gerekirken, dosya kapsamında "çekin, rehin cirosuyla verildiği"ne dair delil bulunmadığı halde, mahkemece, alacaklı sıfatını haiz olan tarafın banka olması nedeniyle, bankaların kredi müşterilerinden ciro yoluyla aldıkları çeklerdeki ciroların rehin cirosu olduğu kabul edilerek "ihtiyati haciz isteminin reddi"ne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirdiği-
Senet borçlusunun, senet lehtarı hakkında «senedin icraya konulmaması» için aldığı ihtiyati tedbir kararının, tahsil cirosuyla senede zilyet olan bankanın da takip yapmasını engellemeyeceği–
Görüldüğünden ödenmesi gereken bir ödeme vasıtası olan çekte, rehin cirosu yapılamayacağı—
Önleyici tedbir niteliğinde olan ödeme yasağı kararı, iptal davasının ilk aşamasını teşkil ettiği, ancak iptal davası ve ödemeden men kararı verilmesinin kıymetli evrak niteliğindeki çekler için mümkün olduğu- TTK m. 818/1-s atfı ile TTK m. 757-763 ile 764/1 gereğince ve TTK m. 661 vd. uyarınca; bir çekin iptalini çek üzerindeki hak sahibi lehtar veya senedin devri halinde yetkili hamilinin isteyebileceği- Keşidecisinin çek iptal davası açmaya hakkının olmadığı- Keşideci duruma göre menfi tespit davası veya senedin iadesi (istirdat) davası açabileceği- TTK m. 651/2 uyarınca, davacının imza inkarı ile keşideci sıfatıyla dava açtığı anlaşılmakla; işbu durumun yasaya uygun olmadığı, saptanan hukuksal durum karşısında davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle "sıfat" yokluğundan reddine karar vermek gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.