Hesap sahibinin bilgisi ve rızası dışında, ATM'den parasının çekilmesi olayında; usulsüz işlemler ile çekilen paraların aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olduğu, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının aynen devam ettiği, usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı taktirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebildiği, dava konusu olayda davacının banka kartının kopyalanmış olduğu, davacıya atfedilecek bir müterafik kusur isnadının mümkün olmadığı, davalı bankanın ise bir güven kurumu olarak mevduat hesabında bulunan paranın güvenliğini tam olarak sağlayamadığı ve kötüniyetli kişilerin işlemlerine karşı koruyamadığı, bu kişilerin eylem ve işlemlerine karşı koruyacak etkili mekanizmayı, güvenlik önlemlerini geliştirmediği, bu sebeple usulsüz işlemleri engelleyememesinden ve objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumlu olması nedeniyle oluşan zararın tümünden davalı bankanın sorumlu olduğu-
12. HD. 28.11.2023 T. E: 7887, K: 7893
Satış ilânının borçluya tebliğ edilmemiş olmasının, başlıbaşına ihalenin feshini gerektireceği—
İhalenin feshini talep eden şikayetçilere, iflas masası tarafından alacaklarının tamamının, şikayet tarihinden önce ve sonra ödemiş olması halinde, ihalenin feshine -«zarar unsuru» ortadan kalktığı için- karar verilemeyeceği– İflâsta "pazarlıkla satış", "taksitle satış" mümkün müdür?
12. HD. 30.11.2023 T. E: 6217, K: 8128
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmemiş olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Kıymet takdirine itiraz davasında, icra müdürü tarafından belirlenmiş olan değerin, taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığının denetleneceği- Mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş ise, iki yıllık sürenin icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihinden başlayacağı- Taşınmazın muhammen bedelin üzerinde ihale edilmiş olmasının re'sen gözetilen iki yıllık sürenin dikkate alınmasını ortadan kaldırmayacağı-
Satış bedeli, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğundan,1129 ada, 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçluların bu parsel yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararlarının olmadığı-
Satış bedellinin muhammen bedelin üzerinde olduğu anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, bu durumda, İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden, ihalenin feshi isteminin feragat nedeniyle reddi halinde de borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Satış bedelinin, taşınmazın en az muhammen bedeli kadar olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabul edildiği, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği; ihalenin feshi isteminin zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.