Asıl dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili; birleştirilen dava ise ecrimisil istemine ilişkindir...
Ormanların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, bu gibi yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı, o halde geniş bir alanı kapsayan taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının tespit edilmesi gerekeceği-
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-
Somut olayda; davacıların 262 ada 69 parsel üzerindeki zilyetliklerini hayvan otlatmak suretiyle devam ettirdiklerini ileri sürdüğü, mahkemenin kabulünün de bu doğrultuda olduğu, bu tür zilyetliğin, ekonomik amaca uygun sayılmadığı, kaldı ki, taşınmazın fiziki yapısı, bitki örtüsü ve dosyaya sunulan fotoğraflara göre zilyetlik yoluyla kazanılmayacak yerlerden olduğu, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
14. HD. 31.03.2021 T. E: 2018/225, K: 2329-
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli dahil memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Mahkemece, davacının zilyetliği mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile kabul edilmiş ise de, hüküm kurmaya elverişli ve gerekçeli uzman ziraatçi bilirkişi raporları, sunulan fotoğraflar ile Orman Genel Müdürlüğü'nden alınan yazı cevapları ve belgeler karşısında soyut nitelikteki beyanlara itibar edilme imkanı olmadığına, davacının taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğini ispatlayamadığı anlaşıldığına göre davacının müdahalenin meni davasının da reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devrinin mümkün olduğu- Kanun değişikliğinden kaynaklı usuli kazanılmış hak oluşmayacağı-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.