Mahkemece, “... Asliye hukuk mahkemesinin 2009/... sayılı dava dosyasında davalının şahsi bir işine bağlı 10.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alındığı, avukatlık kanunu 164 md. gereğince %15 oranla 1.500,00-TL ve karşı yan vekalet ücreti olarak 1.200,00-TL ye hak edildiği, yine... Asliye hukuk mahkemesinin 2012/... esas sayılı dava dosyasında açılan manevi tazminat davasına yönelik olarak aynı kanunun 164 md. gereğince %15 tutarla 750,00-TL vekalet ücreti ile 1.200,00-TL karşı yan vekalet ücretinin oluşacağı, bu şekilde toplam vekalet ücreti alacak bedelinin 5.100,00-TL olduğu...” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.100,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiği, ancak mahkemece taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık konusu olan, “azlin haklı olup olmadığı” hususu ile ilgili yeterli inceleme ve değerlendirme yapılarak, %15 üzerinden akdi vekalet ücreti hesabının gerekçesi oluşturularak ve 5.100,00-TL toplam vekalet ücretinin nasıl hesaplandığı da açıklanarak şüphe yaratmayacak şekilde denetime açık olarak gerekçe oluşturulması gerektiği-
Davacı avukatların sözleşme gereği tahsil edilmeyen icra dosyaları için makbuz düzenlemek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandıkları anlaşıldığından azlin haklı olduğu- Avukatlık Hizmet ve Hukuki Danışmanlık Sözleşmesi de gözetildiğinde, azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı % 2 oranında vekalet ücreti talep edilebileceği-
Karara esas alınan bilirkişi raporunda, hem akdi hem yasal vekalet ücreti hesaplanmış olup, davalı yanın, icra takibinin vekil ile müvekkil arasındaki vekalet ücretine ilişkin olduğuna dair beyanının göz ardı edildiği, davalı yanca başlatılan takipte hem akdi hem karşı yan vekalet ücreti talep edilmiş gibi değerlendirilerek davalının talebinin raporda belirlenen miktarın altında kaldığı yönündeki değerlendirmesinin doğru olmadığı, davalının başlattığı icra takibindeki talebinin akdi vekalet ücretine ilişkin olduğu nazara alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Avukatlık ücretinin tahsili istemi yönünden açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanacak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sadece dilekçe yazma ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- Avukatlık ücretinin tahsiline ilişkin davada, reddedilen kısım üzerinden kendisini bu davada vekil ile temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanacak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Sulh nedeniyle taraflar arasındaki vekalet ilişkisine dayalı avukatlık ücret alacağına ilişkin davada tarafların sulh olmaları halinde avukatın vekalet ücretinin, sulh olunan miktar belli değilse; gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme , sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiği- Davanın sulh ile sonuçlanması halinde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacağı ve bu durumda avukatın hem akdi hem karşı yan vekalet ücretinin tamamına hak kazanacağı- Sulh olunan miktarı ispat etme külfetinin davacı avukatta olduğu- Avukatın da imzasının bulunduğu bir sulh sözleşmesi bulunmaması nedeniyle eldeki gerçek sulh miktarının tespit edildiğinden bahsedilemeyeceği bu nedenle avukat ile vekil edeni arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığına göre vekalet ücretlerinin Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesine göre belirlenmesi gerektiği ödenecek olan akdi vekalet ücretinin, iş mahkemesinde açılan dava için harçlandırılmış olan dava değerinin %10’u ile %20’si, icra dosyası için ise takibe konu edilen asıl alacağın %10’u ile %20’si arasındaki bir oran üzerinden mahkemece takdir edilerek, tespit edilerek tahsil edilmesi gerektiği - Hasma yüklenen vekalet ücretinin hesaplanmasında, iş mahkemesi dosyasında harçlandırılmış olan dava değerinin ve icra takibine konu edilen asıl alacağın esas alınması gerektiği-
Azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde, müvekkilin avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olmadığı, avukatın bu durumda ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebileceği; haksız azil halinde ise avukatın, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahip olduğu- Davacı avukat ile davalıya velayeten babası tarafından ortaklığın giderilmesi davası ile ilgili olarak düzenlenen avukatlık ücret sözleşmesinin bağlayıcı olduğu ve bu kişiler arasında geçerli olduğu; buna göre azilden önce sonuçlanan ortaklığın giderilmesi davası ile ilgili olarak davalı yönünden taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davacının sadece akdi vekalet ücreti talep ettiği de dikkate alınarak gerekirse bilirkişi marifetiyle hesaplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken sadece maktu vekalet ücretine verilmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği- Azil haklı ise davacı avukatın azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen dava ve takiplerden dolayı vekalet ücreti talep edemeyeceği-
Tarafların sulh olmaları halinde, sulh olunan miktar belli değilse; mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği ve davanın sulh ile sonuçlanması halinde tarafların avukatlık ücretin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacağı bu nedenle davacı avukatın hem akdi hem karşı yan vekalet ücretinin tamamına hak kazanacağı-
Bir kanun hükmü farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin değilse, bir başka deyişle 'hâkim görüşünü hukuki dayanaklara ve bilimsel görüşlere dayandırarak farklı bir bakış açısı getirmiş veya delillerin takdirinden elde ettiği kanaat ile uyuşmazlığı sonuçlandırmış ise' artık burada hâkimin sorumluluğundan bahsetmenin mümkün olmadığı- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmü olmadığı, madde metni düzenlemesi dikkate alındığında farklı anlamların çıkarılabileceği belirtilerek farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmü bulunmadığı, bu nedenle de sorumluluk şartlarının oluşmadığı-
05.10.20018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararı ile “Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hâllerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücreti dâhil değildir” şeklinde karar verilmiş olmakla mahkemece verilen direnme kararının bozulmasına karar verildiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.