Avukatın azlinin haklı olup olmadığı konusunda çelişkili karar verilemeyeceği gibi iş sahibi tarafından ileri sürülen ve hatta azil ihtarında bildirilmese bile yargılama sırasında ileri sürülen tüm azil nedenlerinin incelenmesi gerektiği- Hiçbir şekilde ileri sürülmeyen azil nedeninin inceleme konusu yapılamayacağı- Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa, çelişki giderilmeden karar verilemeyeceği ve uzman olmayan bilirkişinin düzenlediği rapor esas alınarak da hüküm kurulamayacağı-
Sulh olunan miktar belli değilse, mahkemece gerçek sulh olunan miktarın araştırılarak bulunacak bu miktarın, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği- Davalılar arasında davacı avukatın da imzasının bulunduğu bir sulh sözleşmesi bulunmadığına göre, eldeki davada gerçek sulh miktarının tespit edildiğinden bahsedilemeyeceği ve bu durumda davacı avukat ile vekil edeni arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığına göre, vekalet ücretlerinin Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesine göre belirlenmesi gerektiği, davacıya ödenecek olan akdi vekalet ücretinin, iş mahkemesinde açılan dava için harçlandırılmış olan dava değerinin %10'u ile %20'si, icra dosyası için ise takibe konu edilen asıl alacağın %10'u ile %20'si arasındaki bir oran üzerinden mahkemece takdir edilerek, tespit edilecek bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği- Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesi gereğince davacıya ödenecek hasma yüklenen vekalet ücretinin hesaplanmasında ise, iş mahkemesi dosyasında harçlandırılmış olan dava değerinin ve icra takibine konu edilen asıl alacağın esas alınması gerektiği-
3. HD. 25.01.2021 T. E: 2020/3791, K: 413
Davacı avukatın, UYAP verilerinden elde edilen bilgiler kapsamında 2010 yılında karara çıkan veya kapandığı yolunda kayıt düşülen ve vekaletinin bulunduğu tüm dosyaların aynı yıl bitmiş ve vekalet ücretlerinin tahsil edilmiş olduğu ile bankalardaki tüm hesaplarına yatırılan paraların vekalet ücreti olarak değerlendirilmesi suretiyle matrah farkına ulaşıldığının anlaşıldığı- Avukatlık faaliyetinde bulunan bir kimsenin bankadaki hesaplarına girişi yapılan tüm paraların aksi ispat edilmedikçe vekalet ücreti olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, banka hesabına her türlü iş ve işlemler için para transferinin mümkün olduğu, bu durumun aksinin davacının vekalet ilişkisi kapsamında bulunulan kişilerin ifadelerine başvurulmak suretiyle ortaya konulması gerektiği-
Haksız azil nedeniyle vekalet ücretinden dolayı davalıların müteselsilen sorumlu olduğuna dair verilen karar, sonradan verilen İçtihadı Birleştirme Kararı nedeniyle bozularak davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden, dava tarihindeki duruma göre davacının dava açmada kusurunun bulunmadığı ve reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine vekalet ücretine karar verilemeyeceği-
Dava, akdi ve karşı yan vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir...
Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri gerçekleşmediğinden, dava dosyasının ilk derece mahkemesine iadesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davalı tarafından parmak basılan avukatlık ücret sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan "parmak izinin ihtiyar heyeti ve o yerde tanınmış iki şahıs tarafından onaylanmasına" yönelik düzenleme (HUMK. 297) karşısında; sözleşmenin usulüne uygun şekilde onaylandığından söz edilemeyeceği gibi, davalı tarafça parmak izi açıkça inkar edildiğinden, sözleşmenin geçerli bir sözleşme olarak kabulünün de mümkün olmadığı- Sözleşme geçersiz olduğundan, değeri para ile ölçülebilen dava ve iş türlerinden olmayan ortaklığın giderilmesi davasında, davacı avukatın isteyebileceği akdi vekalet ücreti, hizmetin verildiği tarihteki (ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihteki) AAÜT'deki maktu vekalet ücreti kadar olacağı-
İtirazın iptali davası-
Avukat ile müvekkili arasında bir ücret sözleşmesinin bulunmaması durumunda, "değeri para ile ölçülemeyen" dava ve işlerde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin uygulanacağı (Av. K. mad. 164/4)- Ortaklığın giderilmesi davası ve satış işlemlerinin değeri para ile ölçülebilen dava ve iş türlerinden olmadığı- Avukatın, ortaklığın giderilmesi davası nedeniyle -hizmetin verildiği tarihteki (ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihteki) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince- maktu vekalet ücretinin talep edebileceği-
Dava konusu taşınmazların değerinin %20’sinin avukatlık ücreti olarak kararlaştırıldığını iddia eden avukatın bu sözlü anlaşmanın varlığını kanıtlaması gerektiği- İşin görülmesi için gerekli olan tüm masrafların iş sahibi tarafından işin başında avukata ödenmiş olduğu karine olarak kabul edileceğinden, müvekkilinden masraflar için avans almadığını iddia eden avukatın bu iddiasını ispat etmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.