Taahhüt tutanağından, borçlunun hangi miktar için ödeme taahhüdünde bulunduğunun ve alacaklının da hangi miktar için kabulde bulunduğunun açık bir şekilde anlaşılması halinde, taahhüdü ihlal suçunun oluşmuş olacağı-
Hüküm fıkrasında, uygulanan yasa maddelerinin, açıkça gösterilmesi gerekeceği- Duruşma tutanağının, sanığın savunmasını içeren bölümünün kopyeli olarak düzenlenemeyeceği–
Anayasanın 38/VIII maddesinin, borcunu «ödemeyen»i değil, «ödeyemeyen»i koruduğu, bu nedenle taahhüdü ihlâl suçlarında, ödeme gücü olduğu halde borcu ödemeyen ve taahhüdünü ihlâl edenin cezalandırılması ve bunun için alacaklıya «sanığın malvarlığını ispat için» olanak tanınması gerekeceği
İcra mahkemesince, taahhüdü ihlal suçundan dolayı duruşma yapılmadan "evrak üzerinde" karar verilemeyeceği–
İİK.’nun 347. maddesinde belirtildiği şekilde üç aylık ve bir yıllık süreler geçtikten sonra şikayette bulunulması halinde “şikayet hakkının düşürülmesi” ne karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme şartını ihlal suçunun oluşumu için, takip tarihindeki asıl alacak miktarının brüt asgari ücretin üstünde olması gerektiği, ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasındaki 20/02/2018 tarihli takibe konulan asıl alacak miktarının 1.230,00 Türk lirası olduğu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 01/01/2018-31/12/2018 tarihleri için belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının ise 2.029,50 Türk lirası olduğu, takibe konulan asıl alacak miktarının 2018 yılı için belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kaldığı anlaşılmakla, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği-
Taahhüdü ihlal eyleminde ceza sorumluluğunun doğabilmesi için, taahhüt esnasında ödenecek miktarın hiçbir kuşkuya yer vermeksizin belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Somut olayda, son taksit tarihinde ödenecek miktar gösterilmeyerek, "... geriye kalan borcun faiz ve fer'ileriyle 27/2/2007 tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum" ifadesinde, ödenecek miktarın belirli olmadığı-
Ödeme taahhüdünde, taahhüt tarihinden son taksit tarihine kadar işleyecek faiz miktarının 0 Türk Lirası faiz ve gider vergisi olarak gösterilerek belirsizlik oluşturulduğu gibi alacaklı vekilinin feragat beyanının da bulunmadığı, keza takibin kesinleştiği tarihden taahhüt tarihine kadar işleyen faiz miktarının da gösterilmediği, bu nedenle borçlu sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı ve sanık hakkında ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsinin kaldırılmasına; bu eylemle ilgili olarak tazyik hapsi infaz edilmekte ise salıverilmesine karar verilmesi gerektiği-
... sayılı icra dosyası kapsamında düzenlenen taahhüt tutanağında düzenleme tarihi bulunmadığı gibi, taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faizin ayrıntılı olarak gösterilmediği ve yine alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat ettiğine ilişkin beyanının da bulunmaması nedeniyle taahhüdün geçersiz olacağı cihetle, sanıkların tazyik hapsi cezası ile cezalandırılamayacağı-
Disiplin ve tazyik hapsinin bir "hapis" cezası olmadığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 2. maddesinde tanımlanan "disiplin hapsi" kavramı içinde kaldığının anlaşılmasına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 71. maddesinde düzenlenen ceza zamanaşımının kesilmesine ilişkin hususların disiplin hapsi mahiyetinde olan tazyik hapsi için geçerli olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.