Davacı-davalı kadının yoksulluk ve iştirak nafakası talebinde arttırım talebi bulunmadığı halde mahkemece talepten fazlaya hükmedilmek suretiyle yoksulluk ve iştirak nafakasına her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜİK oranında arttırım hükmü kurulması ve yine davacı-davalı kadının maddi-manevi tazminat taleplerine ilişkin faiz talebi bulunmadığı halde talepten fazlaya hükmedilmek suretiyle tazminatların kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olacağı-
Hakimin iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamayacağı-
Reddedilen ilk boşanma davasını açıp boşanma sebebi yaratan, eşine şiddet uygulayıp, hakaret eden ve güven sarsıcı davranışlarda bulunan davacı kocanın, reddedilen ilk davadan sonra kocası için hakaret içeren sözler söyleyen davalı kadına göre boşanmaya neden olan olaylarda daha ağır kusurlu olduğu-
Dava dışı borçlu şirketin ödeme emrindeki adresi ve ticaret sicil memurluğu kayıtlarındaki adresinin davaya esas haczin yapıldığı adresten farklı olduğu, istihkak davası sonucunda da haciz konusu malların borçlu ile ilgisinin olmadığının kesinleştiği, yapılan haczin haksız olduğu anlaşıldığından, uygun bir miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerektiği-
Başkasının borcu nedeniyle 3. kişinin malına konulan haciz sonucu uğranılan zararın tazmini davasının, tüm haciz koyanlara değil, satışı isteyip malları sattırana yöneltilmesi gerekeceği-
Boşanma davasında bir tarafın kusurlu bir davranışının varlığını gösteren bir kanıt mevcut olmadığı, boşanma kararının temyiz edilmeyerek kesinleştiği ve "kusur belirlemesi" yönünden taraflar için usulü kazanılmış hak doğurduğu-
Boşanma
Sağlık uzmanları bireysel riskler sigortası kapsamında maddi ve manevi tazminat istemi-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle sürekli bakıcı gideri zararından oluşan maddi tazminat istemi-
Dava konusu olayda hakiki şahıs tacir olarak "Mercan" kelimesini TTK.nun 43. maddesi (şimdi; Yeni TTK. mad. 41) uyarınca ticaret unvanında kullanan şahsın aynı kelimeyi davacı şirketin ticaret unvanında kullanmasına muvafakat ettiğinin ve davacının bu nedenle, ortağının önceki kullanımının kendisine tanıdığı haklardan yararlanacağının kabulü ile taraf delillerinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.