Bir kimseye «ingiliz ajanı» denmesinin, onu toplum içinde küçük düşüreceği, çevrenin husumetine maruz bırakacağı ve dolayısı ile kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Davacı Vakıf Üniversitesinin mallarının devlet malı sayılması için kamu tüzel kişisi olmasının yetmeyeceği, bütçesinin genel ve katma bütçe içinde yer alması veya kuruluş Yasasında açık bir düzenlemenin bulunmasının gerekeceği, oysa davacı üniversitenin genel ve katma bütçeye dahil olmadığı, Ek 7. maddenin aynı Yasanın 56. maddesine genel atıf yapması, onu genel ve katma bütçeli bir kuruluş haline getirmediği gibi, bu atfın davacı üniversitenin mallarının kendiliğinden devlet malı sayılmasını gerektirmeyeceği, uygulamada İİK.nun 82/1. maddesinde yazılı bir malın, devlet malı sayılması için bu kuruluşun genel ve katma bütçeli daire olması, malların kamu hizmetlerine doğrudan tahsis edilmiş olması, temin ettiği ekonomik ve sosyal menfaatler dolayısıyla yararlanılan ve öz sermayesi devletçe temin edilmiş ve 1050 sayılı Yasaya tabi kuruluşa ait mallar olmasının gerekeceği, nitekim özel Yasalarında Kamu Tüzel kişisi olan TRT, Kızılay gibi benzer kuruluşların malları da devlet malı kavramı
Davalı yanca sitenin ...... isimli şahsa devredildiği ve internet sitesinin dava tarihinden önce erişime kapatıldığı ileri sürüldüğüne göre HMK m. 288 vd. uyarınca çözümü teknik bilirkişi raporunu gerektiren konularda bilirkişi raporu alınarak uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği, bu nedenle mahkemece aralarında bilgisayar ve internet siteleri ile telif hakları konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyetten rapor alınarak, sitenin hangi tarihte kimin tarafından oluşturulduğu, sitenin yasal olarak başkalarına devredilip devredilmediği, dava tarihinden önce sitenin erişime kapatılıp kapatılmadığının belirlenmesi, kapatılmış olsa bile gelecekte böyle bir muhtemel saldırının tekrarlanmasının önlenmesi talebi hakkında olumlu/olumsuz karar verilmesi, site erişime kapatılmış olsun ya da olmasın, eylemin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığı ve manevi tazminatı gerektirip gerektirmediği hususlarında FSEK 86. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekirken, mahkemece bilirkişi raporu alınmaksızın ve mesnetsiz olarak yanlardan birinin beyanına üstünlük tanınarak yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle davanın reddinin doğru olmadığı-
Hükmün tavzih edilmesinin istenilmiş olmasının, temyiz süresinin kesilmesini veya durmasını gerektirmeyeceği-
Tescilli bir tasarımın, hukuken korumadan yararlanabilmesi için bazı özelliklere sahip olması gerektiği; bunların en başında kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı olmama halinin geldiği- Davacı işletmesindeki üretim araçlarına el konulması sebebiyle davacının üretim yapmasının davalı tarafından bir hakka dayalı olmaksızın kötüniyetle engellenmiş olduğundan, davacının meydana gelen zararının tazmini yoluna gidilmesi gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre, yoksulluk ve iştirak nafakasının nitelikleri, yoksulluk nafakası hakkında TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranının da dikkate alınarak, davacının geçimi için gerekli, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile davalıyı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir karar verilmesinin gerekeceği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddedilmesi gerektiği- Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği(TMK.174/1)-  Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği (TMK.174/2)- Kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinden kadın lehine yoksulluk nafakası takdiri gerektiği-
Karşılıklı sarf edilen söz ve ifadelerin 3. kişilerce duyulmamasının ceza hukuku açısından önem taşıyacağı, tazminat davasında ise hukuka aykırılığın tespiti için 3. kişilerce duyulmasının gerekli olmadığı–
Dava konusu ziynetlerin evi terk ederken zorla elinden alındığını, götürmesine engel olunduğunu ya da evde kaldığını ispat yükünün davacı kadında olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.