Haberde ayrıntı niteliğinde olan iddiaların kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Davacıların kazada hayatını kaybeden araç işleteninin desteğinden yoksun kaldıklarının kabulü halinde davalı sigorta şirketi karşısında 3. kişi olarak tazminat talebinde bulunabilecekleri-
Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı şikayet hakkının kullanımı için yeterli olup, şikayet dilekçesinde olayın akış şekline uygun düşmeyen veya kişinin kişiliğine yönelen aşağılayıcı bir anlatım biçimi mevcut olmayan durumlarda, şikayet hakkının yasal sınırlar içinde kullanıldığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Dava konusu "Savcılarla davalaşan, hakimlerden şamar yiyen bilgisiz bakan: Prof. Dr. ................." başlıklı yayının tarihi ve içeriği ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları tüm dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olmayıp, uygun olduğu- Davalı yayın tarihinde ............... Gazetesinin yazı işleri müdürü olduğundan kendisine husumet yöneltilebileceği-
Yargılama sırasında dinlenen tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalıların şikayet hakkını kullandıklarını gösteren yeterli emare mevcut olduğundan davalı yönünden hukuka uygunluk nedeninin gerçekleşmiş olduğu-
Davacının davalıya karşı söylediği «şerefsiz» sözü ile oluşan hakarete dayanılarak açılmış olan davanın kapsamında olmayan ve başka bir günde sarf edildiği ileri sürülen sözlerden dolayı da manevi tazminata takdir edilemeyeceği–
Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, davacının kaza nedeniyle malul kalmadığının, 4 ayda iyileşebileceğinin bildirildiği, davacının kaza tarihi itibari ile çalışmadığı, 4 aylık geçici iş göremezliğinin bulunduğu, davacı tarafından dava dilekçesinde 3 aylık iş göremezlik için aylık kazanç 600,00 TL olarak bildirilerek bu bedelle ve bu süre ile davacının kendini bağladığının gözetilmesi gerektiği, 6100 sayılı HMK'nun 26/1. maddesindeki "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesi göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafın talebi aşılarak aylık 1.150,00 TL kazanç üzerinden 4 aylık 4.600,00 TL geçici işgöremezlik tazminatına hükmolunmasının doğru olmadığı-
Davacılar desteğinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu'nun 45. maddesi (6098 sayılı BK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Enflasyon ve buna bağlı olarak oluşan döviz kuru, mevduat faizi, Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz oranlarının sabit yasal ve temerrüt faiz oranlarının çok üstünde gerçekleşmesi, borçlunun yararlanması, alacaklının ise zarara uğraması sonucunu doğurduğundan borçlunun borcunu süresinde ödememekte, yargı yoluna başvurulduğunda da yargı süresini uzatma gayreti göstermekte; böylece yargı mercilerindeki dava ve takipler çoğalmakta, yargıya güven azalmakta, kendiliğinden hak alma düşüncesi yaygınlaşarak kamu düzeni bozulmakta, kişi ve toplum güvenliğini sarstığı- Mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağının enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşıldığından başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiğinden mahkemelerinin başvurucunun zarara uğradığını ayrıca ispatlaması gerektiği yönündeki katı yorumu nedeniyle somut olay bakımından kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.