Davacı ile davalı Finansal Kiralama Şirketi arasında iki adet Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığı ve toplam kira bedelinin finansal kiracı tarafından 27 ayda ödenmesinin kararlaştırıldığı ancak ödemede gecikme nedeniyle finansal kiralama şirketinin hesabı kat ederek ihtarname keşide ettiği ve verilen 60 günlük ödeme süresi sonunda temerrüdün oluştuğu ve davalı finansal kiralama şirketi borçlu tarafından edim yerine getirilmediği için elinde bulunan kambiyo senetlerini ve teminat olarak almış olduğu ipoteği icra takibine tahsil amacı ile koymuş olduğu, kambiyo senetlerinin borçlusu dava dışı kişiler olduğu ve davalının, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine ve ipoteğe müracaat etmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı- Davalı finansal kiralama şirketinin takip tarihi itibariyle sözleşmeden doğan alacağın konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla belirlenip hükme esas alınan bilirkişi raporuna yapılan itiraz da gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit davasında, birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruduklarından asıl dava ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekeceği-Menfi tespite hükmedilen miktarın hükümde gösterilmesi gerekeceği-
İşyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat davası-
Dava konusu alacak, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup likit (muayyen, bilinebilir, belirlenebilir) nitelikte bulunduğundan İİK'nun 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece takibin devamına, davacının fazlaya dair istemlerinin reddine, hüküm altına alınan toplam alacak miktarı ve %40’ı oranında icra inkar tazminatının tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla davalının sorumluluğu ile davalı şirketin sorumluluğu sınırlı olarak belirlenip üzere davalılardan tahsiline, kredi kartına dayalı kredi ekstresinden kaynaklı alacağa yönelik davanın davalı kefiller yönünden reddine karar verildiği, kararın hukuka uygun olduğu-
İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce, borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerektiği- Takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı-
İİK. mad. 167 uyarınca, alacaklının, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, hem kambiyo senetlerine özgü icra takibi ile beraber ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapmasında bir engel bulunmadığı- Davacı borçlunun borçlu olmadığı miktarın dava tarihleri itibariyle tespit edileceği- Bilirkişiden rapor alınarak öncelikle alacaklının başlattığı icra takiplerinin tarihi itibariyle alacak belirlendikten sonra dava tarihine kadar yapılan ödemeler öncelikle faize mahsup edilerek dava tarihi itibariyle alacak belirlendikten sonra borçlu olunmayan miktar yönünden menfi tespite karar verilmesi gerektiği-
Genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması ve yine davacı bankanın beyanlarında belirttiği faiz uygulamalarının 17.09.2012 tarihine kadar %80 olup, bundan sonrası için davalılar lehine %54 olarak uygulandığı itirazlarını da karşılayacak şekilde yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alındıktan sonra karar verilmesi gerektiği-
Davalı tarafın iddialarına göre karşılıksız çek keşide etmek suçundan Cumhuriyet Savcılığına şikayet dilekçesi verilmiş olması halinde dahi sonucun değişmeyeceği, zira; sözkonusu çekin batak tabir edilen, tahsil kabiliyeti olmayan bir çek olduğu, keşideci şirketin kapanmış olmasının da bunu teyit ettiği, şirketin yetkili temsilcisi hakkında, düzenlediği başka karşılıksız çekler nedeniyle yapılan hazırlık soruşturmaları bulunduğu ve bu dosyalarla ilgili araştırma yapılmasını istemiş olması üzerine Yerel Mahkemece davalının anılan savunması üzerinde durulup, tarafların konuya ilişkin delil ve karşı delilleri eksiksiz şekilde toplandıktan sonra; davalı tarafından Cumhuriyet Savcılığına süresinde şikayette bulunulması halinde, çek bedelinin tahsili yönünden bir sonuca ulaşılmasının mümkün olup olmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.