Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğundan, davalının, davacının kira parasının 2004-2010 yılları arasında sözleşmede belirlenen miktardan daha yüksek olarak belirlendiğini iddiasına karşı beyanları alınarak, karşı çıkması durumunda, taraflar arasında kira parası miktarı çekişmeli olacağından, kira parasının miktarına ilişkin olarak taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek, istenilen dönemle ilgili alacak miktarının belirlenmesi gerekeceği-
Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmesinin gerekeceği-
Aynı koşulları taşıyan 1. ihaleye katılıp ihaleyi kazanan ortağın, bu ihalenin bir şekilde iptal edilmesinden sonra yeniden ihale yapılırken düzenlenen şartnamede aynı hükmün yer almasına itiraz ederek ihalenin iptalini talep etmesinin MK'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olacağı, bu durumda toptan satış kararına davacıların muvafakatinin bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Davalının bayii'nin zeminde eylemli olarak kullandığı bölüm olmadığından fiili taksimden (eylemli kullanma) söz edilemeyeceğinden, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Vekilin, üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlü olduğu-
Bir kişinin zarara kendisinin kusuru ile sebebiyet vermesi halinde, zarara o kişinin kendisi katlanır; ancak zarar görenin ağır kusuru, illiyet bağını kesecek yoğunlukta değil ise, hemen illiyet bağının kesileceği sonucuna varılamaz, bu durumda tazminattan indirim yapılmasının gerekeceği-
Tarafta değil, temsilcide yanılmanın HMK m.124/4 uyarınca kabul edilebilir bir hata sayılıp, hakim tarafından taraf değişikliği talebinin re'sen kabul edileceği-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemi-
İİK'nun 134/2. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 281. maddesi uyarınca kanuna veya ahlâka (adaba) aykırı şekilde ihaleye fesat karıştırılmış olmasının ihalenin feshi sebebi olduğu- İhalenin amacına ulaşmasını ve malın gerçek değerine satılmasını, ihalenin sağlıklı ve normal şartlarda yapılmasını engelleyici, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan davranışlarda bulunulması ve ihaleye katılıma engel olunmasının "ihaleye fesat karıştırma" niteliğinde olduğu- Dava konusu taşınmaza ilişkin yapı kayıt belgesinin 20.11.2018 tarihinde yani ihaleden 21 gün önce alındığı, dosya kapsamında davacının bu belgenin alındığından ihaleden önce haberdar olduğuna ilişkin bir bilginin bulunmadığının anlaşıldığı- Bu durumda, söz konusu belgenin ihaleden önce alınmış olmasına rağmen satış dosyasına sunulmamasının, muhtemel katılımcıların bilgi sahibi olma imkanını ortadan kaldırdığı ve bu suretle talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğunun kabulü gerekeceği; zira dava konusu taşınmazın konumu, belirlenen muhammen değeri ile satış bedeli ve ihaleye sadece bir kişinin katılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; İmar Kanunu’nun Geçici 16. maddesi kapsamında alınan yapı kayıt belgesinin, taşınmazın değerine olumlu katkı sağlayacağı ve ihalesine olan ilgiyi artıracağının açık olduğu, bu nedenle; ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazların müşterek idaresi ortadan kalkmadığından rızaen bölünme olgusunun gerçekleşmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.