2. HD. 19.10.2021 T. E: 4837, K: 7304-
Davalı belediye adına diğer davalı şirketin yol çalışması yaparken, davacı Kuruma ait yeraltı kablolarına zarar verdiği iddiasıyla açılan dava haksız eylemden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, bu davanın idari yargının değil, adli yargının görevi kapsamında kalacağı-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
HGK. 02.05.2019 T. E: 2017/2-3067 , K: 512-
Davacıların ceza yargılaması sırasında aldıkları ödemenin ne kadarının maddi, ne kadarının manevi tazminat için olduğu hususunda yeniden değerlendirme yapılması istenmiş, yerel mahkeme ise yapılan ödemenin tamamının maddi tazminata mahsuben yapıldığını kabul ederek hesaplama yaptığı; oysa ki, yapılan ödeme ceza kararında da açıkça belirtildiği üzere maddi ve manevi tazminata karşılık yapılmış olup ne kadarının maddi ne kadarının manevi tazminata karşılık yapıldığı anlaşılmadığından yapılan ödemenin yarısının maddi tazminata diğer yarısının da manevi tazminata karşılık yapıldığının kabulü gerektiği- Manevi tazminat, olaydan duyulan elem, üzüntü ve acının karşılığı olup, niteliği itibariyle bölünemez ve sonradan artırılamaz olmasına ve davacılar ceza yargılaması sırasında verilen karar ile manevi zararlarının karşılanmış olmasına göre davacılar yönünden anılan davacıların manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiği-
Boşanmaya ilişkin kararda "...daha önceden boşanmak için davalının (erkeğin) boşanma davası açtığı, fakat sonradan vazgeçtiği, bir yıl ayrı yaşadıkları ve davalının davacıyla bu süre içinde hiç ilgilenmediği, davalının evlilikten kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği..." gerekçesiyle davacı kadının boşanma davası kabul edildiğinden manevi tazminat (TMK.m.174/2) koşulları oluşmadığı halde, davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılan alacak davalarında kural olarak mal rejiminin sona erdiği anda (boşanma dava tarihinde) mevcut bulunan edinilmiş mallar tasfiye anındaki değerleri gözetilerek tasfiye yapılmakta olup, mal rejiminin sona erdiği sırada bulunmayan, evlilik sırasında edinilmiş olmakla birlikte boşanma davası açılmadan önce elden çıkartılan mal varlığı değerlerinin de istisnai olarak devredildikleri tarih dikkate alınarak tasfiyeye katılma imkanı olacağı; ancak mal rejimi sona erdiği (boşanma dava tarihinde) sırada mevcut bulunmayan mal veya değerler bakımından tasfiye yapılamayacağı-
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK 60. maddesi gereğince 1 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcının zararın fiilin ve failin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı- Olay tarihinin 08/07/2009 olduğu, eldeki tazminat davasının 30/10/2014 tarihinde açıldığı, ceza mahkemesi tarafından mahkumiyet kararının 02/06/2010 günü davacı tarafa tefhim edildiği, bu nedenle davacı tarafın fiili, faili ve zararı öğrendiği tarihin en son 02/06/2010 olduğu, ceza mahkemesi karar tarihi ile eldeki dava tarihi arasında 4 yıllık uzamış zamanaşımı süresinin dolduğu, İlk derece mahkemesince 1 yıllık süreden bahsedilerek davanın zamanaşımından reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.