Yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerekeceği; yardım nafakasının, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev olduğu, bu nedenle kanun koyucunun, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmadığı, kanuni bir görev olarak düzenlediği, yardım nafakasının belirtilen nitelikleri nedeniyle, tarafların ekonomik ve sosyal durumunun tam olarak belirlenmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali istemli davada, davacı tarafından davalı koca aleyhine açılan katkı payı alacağına ilişkin davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği- Katkı payı alacağına hükmedilmesi halinde o alacak ve fer’ilerin de eklenerek davacının tüm (boşanma sonucu nafaka, tazminat, katkı payı ...v.s alacak ve fer’ileri) alacak ve ferileriyle sınırlı olma koşulu ile dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan işgöremezlik tazminatı istemi-
Tazminat davası-
Tazminat davası-
Trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, 09/10/2012 tarihinde verilen ilk kararın bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olmasına rağmen mahkemece maddi tazminat yönünden yazılı gerekçeyle yeniden hüküm tesis edildiği anlaşıldığından ve manevi tazminatın miktarının temyiz etmeyen davalılar yönünden de yeniden değerlendirilerek indirilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması-
Hükmedilecek manevi tazminat, zarara uğrayanın manevi huzurunu doğurmayı gerçekleştirecek, fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı- Olay tarihi, olayların gelişim şekli, davacının tutum ve davranışları dikkate alındığında, davacılar yararına hüküm altına alınan tazminat miktarı az olduğu-
Boşanma
Boşanma ilamı kesinleştiği takdirde, ekinde hükmedilen, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmelerinin gerekli olmayacağı-
Ziynetlerin iadesi talebi, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakkı niteliğinde olmayıp, adi istihkak niteliğinde olduğundan ve mülkiyet hakkına dayandığından Türk Medeni Kanununun 178. maddesindeki zamanaşımına tabi olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.