Emekli maaşından yapılan haksız kesintilerin iadesi istemine ilişkin açılan davada, davalı tarafından bonoya dayalı alacağın takip konusu yapıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacının emekli maaşı üzerine haciz konulduğu, emekli maaşından yapılan kesintilere davacının itiraz etmeyerek zımnen rıza gösterdiği, uzunca bir süre geçtikten sonra 18/02/2014 tarihinde İcra Hukuk Mahkemesine şikayette bulunarak emekli maaşına konulan hacze ve kesinti işlemine karşı rıza göstermeme iradesini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Bu hal ve şartlar altında, davacının geçmişe dönük yapılan kesintilerin iadesini istemesi Medeni Kanun'un 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder. Şu halde, sadece şikayet tarihinden dava tarihine kadar yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesi gerektiği-
Alacak davası-
Alacak davası-
Alacak davası-
Değeri iki bin iki yüz Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin üç yüz Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyük şehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin iki yüz Türk Lirası ile üç bin üç yüz Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvurunun zorunlu olduğu, dava şartı olan bu hususun, tüketici mahkemelerince re'sen dikkate alınması gerektiği-
Davanın taraflarından olan davacı tacir ise de, davalı tacir olmadığı gibi, dava konusu ihtilaf da TTK'da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığından davanın görülmesi gereken mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
Cayma hakkının tüketici kredisi için getirildiği, konut kredileri için tüketicilerin cayma hakkının düzenlenmemiş olduğu- Kullandırılan kredi nedeniyle tahsil edilen para, yapılandırma olmayıp kredinin kapatılması nedeniyle 4077 sayılı TKHK.nun 10/B hükümlerine dayalı olarak "erken kapama" ücreti olduğundan, bu kısma yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Özel hukuk hükümlerine tabi ve taraflar arasında yapılmış bulunan sağlık hizmetleri sözleşmesinden kaynaklanan ihtilafta, davalı kurum, tacir olmadığı gibi yargılamaya konu olan dava da, Ticaret Kanununda belirtilen mutlak ticari dava niteliğinde olmadığından, tek başına davacının tacir olması davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmeyeceği- Davada, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesi sıfatı ile hükme bağlanması usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının, haciz ve ilk kesinti tarihinin üzerinden uzunca bir süre geçmesine rağmen ücret niteliğindeki ikramiye ve izin ücretinden kesinti yapılmasına açıkça karşı koymayarak zımni rıza gösterdiği- Ancak 21/09/2011 tarihinde İcra Hukuk Mahkemesine şikayette bulunarak haciz ve kesinti işlemine karşı açıkça rıza göstermeme iradesini ortaya koyduğu- Bu hal ve şartlar altında, davacının geçmişe dönük yapılan kesintilerin iadesini istemesi Medeni Kanun'un 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.