İİK.'nun 72/VII maddesi uyarınca açılan (geri alma) davasında -kanunda ayrıca tazminat öngörülmemiş olduğundan- mahkemece tazminata hükmedilemeyeceği-
Tefecilik suçu kapsamında davalı/sanığın cezalandırılmasına ilişkin kesinleşen mahkumiyet kararı gözetildiğinde, ceza mahkemesinde belirlenen maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğu- Davacıların dava dilekçesi ve yargılamanın diğer safhalarındaki beyanlarında davalıdan borç para karşılığında bonoyu davalıya verdiklerini ikrar etmeleri karşısında, davacıların bu ikrarı çerçevesinde birleşen dava bakımından takip konusu olan bononun .... TL kısmı dışında borçlu olmadıklarının tespiti gerektiği-
Dava konusu olan bonoda lehdarın cirosunun bulunmadığı, böylece ciro zincirinde kopukluk olduğundan, somut olay bakımından davalının yetkili hamil olduğunun kabul edilemeyeceği-
İdarenin hukuka uygun bir tasarrufunu sonradan geri almasında herhangi bir hukuki engelin mevcut olmadığı ve ilgililerin, salt geri alınan tasarrufun hukuka uygun bulunmasına dayanarak, gelecekte o tasarrufun kendilerine sağlayabileceği hakları idareden isteyemeyeceği, ancak idarenin de, geri aldığı hukuka uygun tasarruf çerçevesinde doğmuş, gerçekleşmiş hakları, kazanılmış hak olarak tanımak zorunda olduğu, geri alma işlemini geçmişe yürütüp, bu hakları geri isteyemeyeceği-
Davacının, adına ruhsatlı maden sahası içinde kalan taşınmazda meraya tecavüz edilmediğinin tespiti ile hazine ve İl Mera Komisyonu'na ödemiş olduğu teminatın istirdadı istemine ilişkin davasını Maliye Hazinesine yöneltmesi gerekirken, Uzunköprü Hazinesi'ne yönelterek açmasının, hasımda değil hasmın belirlenmesinde yanılma olduğu, davacıya önel verilip, dava dilekçesinde düzeltme yapıldıktan sonra dava dilekçesi ile duruşma gününün doğru hasma tebliğinin sağlanması gerektiği-
Davacının borçlu olmadığı, yahut borçlu ile fiili - hukuki münasebeti bulunmadığı durumlarda haksız haciz işlemini engellemek için geçici bir ödeme yapmış olması makul ve olağan olduğu, ancak davacı tarafın yaptığı ödeme bu kapsamda değerlendirilmekten uzak bulunduğu, ödeme anında davacı üzerinde fiili bir haciz baskısı olmadığı, davacının ... yerinde menkul haczine ilişkin 12/08/2015 tarihli tutanaktan yirmi gün kadar geçtikten sonra da banka hesabına havale yapmak suretiyle ödeme yaptığı, davacının bu havale işlemi sırasında herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği ve istihkak davasının sonucunun beklenmediğinden yaptığı ödeme üçüncü kişinin borcunu ödeme kapsamında kabul ederek bu bedeli ödeme yaptığı kişiden değil borcunu kapattığı dava dışı ve takip borçlusundan talep etmesi gerektiği-
Davacı teminat yatırmak suretiyle aldığı icra veznesine girecek paranın alacaklıya verilmemesi yönündeki tedbir kararını icra dosyasına intikal ettirdiğinden, icra müdürlüğünce de ... tarihli kararla ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda işlem yapıldığından alacağına kavuşmakta geciken davalı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Her biri 15.000,00 TL olan 10 adet çek için açılan menfi tespit davasında, daha sonra bu çekleri ödediği ileri sürülerek 03.01.2017 tarihinde davanın tamamen ıslah edilerek menfi tespit davası alacak davasına dönüştürülmüş olup; istinaf mahkemesince davanın ıslah edildiği gözden kaçırılarak 2 çek için menfi tespit kararı verilmesinin doğru olmadığı; ıslah vakıasının gözden kaçırıldığı ve tedbir kararı verilen iki çekin ödenip ödenmediğinin incelenmediği, davaya konu iki adet çekin keşidecisi tarafından ıslah tarihinden önce çek hamiline ödenip ödenmediğinin net olarak araştırılması, ödenmişse davacının alacağının yeniden hesaplanması, ödenmemişse yapılan hesaplama doğru olduğundan alacak talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davasıdır. Davacı üç adet takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Menfi tespit davalarında kural olarak ispat külfeti davalı alacaklıdadır. Mahkemece, ispat külfeti davacıda sayılarak davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece dava konusu Düzce 1. İcra Müdürlüğünün 2013/293 sayılı takip dosyasından davalı alacaklı tarafından feragat edildiği için bu takip dosyasına-
Poliçe üzerinde muhatap davacıya ait kabul şerhinin bulunmadığı, TTK'nun 610. maddesine göre, muhatabın ancak poliçeyi kabul ettiği takdirde poliçe bedelini ödeme taahhüdü altına gireceği, kabule arzı zorunlu olmayan poliçe için lehdar tarafından gönderilen ödememe protestosunun, hamile, muhatap dışındaki poliçede imzası bulunan keşideci, ciranta ve aval verenlere karşı müracaat hakkı sağlayacağı, bu nedenle keşideci davalının poliçeye dayanarak, poliçeyi kabul etmeyen davacıdan poliçe bedelini talep etme hakkının bulmadığından, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacı yararına davalıdan istirdadına karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.