Arka yüzünde "teminat çeki"dir, her ne surette olursa olsun ciro edilemez" kaydı bulunan çekin, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe konu edilebileceği (çek arkasındaki bu yazıların, çekin "kambiyo senedi" olma niteliğine etkili olmayacağı)-
Geri alma davasının, davacı tarafından yetkisiz bir mahkemede açılması halinde, yetkili mahkemeyi seçme hakkının davalıya geçeceği– .
Davanın, kaçak elektrik tahakkuku nedeniyle istirdat istemine ilişkin olduğu- Mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden kaçak kullanım olup olmadığı, var ise davacının sorumlu olması gereken miktarın kaçak tutanak tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili maddeleri çerçevesinde hesaplanması konusunda taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddenin yollamasıyla 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince davalı faktoring şirketinin müşterisi olan dava dışı şirkete istinaden, faturaları ve çekleri alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapıp yapmadığı, bu şirketin mali durumlarına ilişkin değerlendirme yapıp yapmadığı hususlarında araştırma yapıldıktan sonra davacının ileri sürdüğü iddialarda değerlendirilerek sonucunda davalı faktoring şirketinin çekleri iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, çekin istirdadına karar verilip verilmeyeceği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Gecikme zammı faiz niteliğinde olup, faize faiz yürütülecek şekilde hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması BK ‘nun 104/son maddesi hükmüne aykırılık oluşturacağı-
İşçi, muvazzaf askerlik hizmetine çağrıldığında akdin feshi zorunlu olmayacağı, taraflar anlaşırlarsa akdin askerlik boyunca askıda kalması ve böylece askerlik nedeniyle kıdem tazminatı problemiyle karşılaşılmamasının öngörüldüğü, gelen sevk çağrısı üzerine akdin feshi ve akabinde de askere sevk olunma durumunda muvazzaf askerlik dolayısıyla feshin bulunduğunun kolayca söylenebileceği, ancak, hizmet akdinin işçi tarafından muvazzaf askerlik gerekçe gösterilerek feshedilmesi ve fakat aradan uzun zaman geçtiği halde işçinin hala askere sevk edilmemesi halinde aynı şeyin söylenemeyeceği, makul bir sürenin varlığı halinde feshin, muvazzaf askerlik dolayısıyla yapıldığı intibaının kesilmemiş olacağı-
Davalı yapılan ödemelerin sosyal devlet ilkesi uyarınca yapıldığı, salt ikamet değişikliğinin bildirilmemesi nedeniyle davacı kurumun aylıkların iadesini istemesinin anılan ilkeye aykırı düşeceği-
İfa imkânsızlığının yorumlanması ve belirlenmesinin zorunlu bulunduğu, TBK.'daki anlatımlara uygun rapor alınmadan, yetersiz ve uzmanlık alanı uygun olmayan bilirkişi heyetince düzenlenen rapora itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı, hükmün bozulmasının gerektiği, o halde mahkemece yapılacak işin; 6100 sayılı HMK'nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek aralarında uzman makine mühendisi bulunan bilirkişiler kurulu aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli rapor alınarak özellikle sözleşme ve ekindeki projede belirtilen şekilde mevcut çelik konstrüksiyonlu binanın ana taşıyıcı çelik aksamı ile konstrüksiyonlu cephe ve çatı kaplamalarının hasar verilmeden sökülerek 150 km ileride idarece yeri belirlenecek alana naklinin ve hasarsız sökülmesinin anlatılan ilke ve esaslara göre objektif olarak mümkün olup olmadığı, temlik eden sözleşmenin yüklenicisinin işinin ehli basiretli bir tacirden beklenen özen ve yükümlülüğü yerine getirip getirmediği ve sözleşme ve eklerine göre işin yapılmasının imkânsız olup olmadığını bilmesinin gerekip gerekmediği, biliyor ya da bilmesi gerekiyor ise Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 14. maddesinde ki sorumluluk hükümleri de gözetilerek temlik eden yüklenicinin sonuç ve zarardan sorumlu olup olmadığı belirlenmeli, asıl davanın menfi tespit davası olarak açıldığı ve yargılama aşamasında ödeme yapılması nedeniyle istirdat davasına dönüştüğü de gözetilerek bedele hükmedilmesi halinde istirdat tarihinden itibaren faiz yürütülmesi, birleşen davada talep edilen alacağın miktarı içerisinde asıl davada dava konusu edilen alacağın bulunduğu da gözetilerek mükerrer ödemeye neden olmayacak şekilde kazanılmış haklarda göz önüne alınarak hüküm kurmaktan ibaret olması gerekeceği-
Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir...
11. HD. 17.06.2016 T. E: 1786, K: 6775-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.