Mal alım satımına dayalı ticari ilişkide, davacının avans ödemeleri yapmakta olup karşılığında mal gönderildiği taraf defterlerinin incelemesi sonucu anlaşıldığından, yapılan avans ödemesinin karşılığında malın gönderilmemiş olması halinde, "sebepsiz zenginleşme" hükümlerinin değil, BK.'nun sözleşmeye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği-
Kiracılığın tespiti, menfi tespit ve paraya çevrilen teminat mektubu bedelinin istirdatı istemi-
İmza incelemesi yapılabilmesi için öncelikle bono aslının ibrazı gerektiği, taraflarca bono aslının karşılıklı olarak birbirlerinde olduğu ileri sürüldüğü, bu durum karşısında bono alacaklısı davalıya HMK. mad. 220/2 gereğince yemin teklif edildiği, davalının yeminli beyanında bono aslının kendisinde olmadığını davacıya verdiğini belirttiği, davacı yanca bono aslının dosyaya ibraz edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında usulsüzlük olmadığı-
Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesine göre, sözleşmenin yedi nüsha olarak düzenlendiği ve her türlü vergi, resim ve harçların davalı yükleniciye ait olacağının kararlaştırıldığı gözetildiğinde; davacı iş sahibi banka tarafından herhangi bir kuruma sunulmayan üç adet nüshanın suret (örnek) olarak kabulünün mümkün olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre bu nüshalara ait damga vergisini dava dışı vergi dairesine ödeyen davacı, ödediği bu bedeli davalı yükleniciden talep edebilir mi?
Davacının sözleşme nedeniyle ödediği bedelin sözleşmenin feshi sonucu istirdadı istemi-
«Tesbit davası»nın değil «eda davası»nın zamanaşımını keseceği—
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinin, somut olayda olduğu gibi, bir imar planı değişikliğine dayalı bulunsa dahi, daha önce düzenleme ortaklık payı düşülmüş olan bir taşınmazla ilgili olarak ikinci kez aynı nitelikte bir işlem yapılmasına, başka bir ifadeyle, bedeli ödenmeksizin taşınmazın bir kısmının terk edilmesinin istenilmesine olanak vermeyeceği-
Menfi tespit davalarında İİK'nun 72. maddesi uyarınca değerlendirme yapmak gerekiyor ise de, somut olay bakımından aralarında davalıların da bulunduğu sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkeme kararının kesinleştiği gözetildiğinde; davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı-
Çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davası ve davacı tarafından yine aynı çeke yönelik olarak davalıya karşı açılan çekin iptali davasının konusunun, kaynaklandığı sebebin ve mahiyetinin aynı olduğundan davalının derdestlik itirazının yerinde görülerek açılan menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacak-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.