Sıra cetveline yönelik itiraz ve şikayetin, sırasına itiraz edilen alacaklı yerine borçlu hasım gösterilerek, karara bağlanamayacağı-
Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse, icra dairesinin “sıra cetveli” düzenlemesi gerekeceği; haciz koyduran alacaklıların “sıra cetveli düzenlenmeksizin ihale bedelinin paylaştırılması kararı” nın iptali ile sıra cetveli düzenlenmesini talep etmekte hukuki yararının bulunduğu-
12. HD. 10.10.2023 T. E: 1463, K: 5855
Haciz koyduran alacaklının taşınmazı (taşınırı) ihalede satın alması ve kendisinden önce gelen başka alacaklı bulunmaması halinde, alacağı oranında satış bedelini ödemekten kaçınabileceği «satış bedelini, alacağına mahsup edebileceği»-
Taşınmaz, İİK'nun 133/1. maddesi gereğince, ihale kararı geri alınıp tek bir satış günü belirlenmek suretiyle tamamlayıcı ihale ile satılmayıp, yeni bir satış kararına dayalı olarak birinci ve ikinci satış günü belirlenmek suretiyle ayrı bir ihale ile satıldığından, ilk ihale alıcısı olan şikayetçinin, iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumluluğu bulunmadığından, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar icra müdürlüğünce aracın satış bedeli dosyadaki rüçhanlı alacak ve satış masraflarını karşılamadığından ve artan satış bedeli dosyada bulunmadığından derece kararı yapılmasına yer olmadığına karar vermiş ise de; şikayetçi, kendi alacağının öncelikli olduğunu ileri sürdüğüne göre, bu iddianın yapılacak sıra cetvelinde tartışılması mümkün olacağından sıra cetveli yapılması ve bu şekilde şikayetçiye itirazlarını ileri sürme imkanı verilmesi gerekeceği, bu itirazlar sırasında tartışılması gereken alacağın rüçhanlı olması durumu hakkında sıra cetveli yapılmadan icra müdürlüğünün karar verme yetkisinin olmadığı-
Şikayetçinin ihalenin feshi istemi zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekeceği-
Şikayet konusu taşınmazlardan, 20.075,00 TL muhammen bedelli 586 sayılı parselin 22.500,00 TL'ye, 26.216,00 TL muhammen bedelli 799 sayılı parselin 28.500,00 TL'ye, 38.250,00 TL muhammen bedelli 1046 sayılı parselin 49.500,00 TL'ye, 67.944,00 TL muhammen bedelli 1288 sayılı parselin 95.000,00 TL'ye, 192.000,00 TL muhammen bedelli 1559 sayılı parselin 270.000,00 TL'ye satıldığı, dolayısıyla satış bedellerinin, taşınmazların muhammen bedellerinin üzerinde olduğu, bu durumda, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup; şikayetçi sözü edilen taşınmazlar yönünden, İİK'nun 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından anılan taşınmazlara ilişkin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, o halde, mahkemece, anılan 5 parça taşınmaza yönelik istemin açıklanan nedenle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek hüküm tesisi yerinde değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararının sonuç itibariyle doğru olduğu, ancak; İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca, işin esasına belirtilen nedenle girilmemiş olacağından şikayete konu 586,799,1046,1288 ve 1559 parsel sayılı taşınmazlar bakımından şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
İİK.’nun 133. maddesinin kapsamında ihalenin feshi isteminin reddi halinde ayrıca %10 para cezasına hükmedileceğinin kanunda öngörülmemiş olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.