Bölge adliye mahkemesince; 28.11.2019 tarihli bilirkişi raporlarında keşif tarihi olarak sehven keşif tarihi olarak yazılan 22.09.2019 tarihi esas alınarak ihalelerin feshine karar verilmiş ise de ; dairemizce dosya eksiklik talep yazısı ile icra müdürlüğünden ihalenin feshine konu taşınmazların kıymet takdir keşif zaptının gönderilmesi istendiği, icra müdürlüğünce gönderilen keşif zabıtlarının incelenmesinde 22.11.2019 tarihinde keşfe gidildiği, bu durumda iki yıllık süre, icra müdürlüğünün kıymet takdiri keşif tarihi olan 22.11.2019 tarihinden başlayacağından, satış tarihi olan 15.10.2021 günü itibariyle İİK'nun 128/a-2. maddesinde öngörülen iki yıllık süre geçmediğinden bu hususun fesih nedeni olarak kabulünün doğru olmadığı-
İhalenin feshi isteminin reddi halinde, alacaklı lehine maktu vekalet ücretine hükmedileceği- İhalenin feshi istemi reddedilen borçlu aleyhine "ihale bedeli" üzerinden yüzde 10 oranında para cezasına hükmedilmesi geretkiği-
Satış bedelinin tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınmasının gerekeceği-
12. HD. 31.10.2023 T. E: 3720, K: 6901
Tedbir kararı gereğince 14.000 TL'yı ödeyen şikayetçinin, daha az tutarda olan keşif giderlerini yatırmadığı gerekçesiyle itirazının reddine karar verilmesinin hakkın kaybı sonucunu doğuracağı-
Rehinli alacaklının «rehinli şeye taktir edilen değerin % 40’ını aşan bir bedelle satışının yapılmasına muvafakat vermesi»nin, rehin hakkından feragat niteliğini taşımadığı–
Üzerinde ipotek bulunan hisseli bir taşınmazın, payı üzerinde ipotek bulunan paydaşlardan birisine ihalesinde; satış bedeline, ipotek bedelinin eklenip eklenemeyeceği-
Mahkemece, ihalelerde pey süren olup, kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle nispi peşin harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılması hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
İpotekli taşınmazın paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibi sonucunda ihale bedelinden dahili davalıya herhangi bir bedelin kalmadığı anlaşıldığından, bölge adliye mahkemesince dahili davalı yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve davacının davayı açmakta haklı olduğu dikkate alınarak, taşınmazın devri işleminde tarafların yerleşim yeri adreslerine göre komşu olmaları, devir işleminin davalıya yapılan dava dilekçesi tebliğinden kısa bir süre sonra yapılmış olması, taşınmazın ipotekli haliyle temlik alınması, dahili davalının da ticaretle uğraşması gibi nedenler değerlendirildiğinde dahili davalının iyiniyetli kabul edilemeyeceği, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumluluğuna gidilmesi gerektiği-
«Kısa karar»la, «gerekçeli karar» arasında çelişki bulunması halinde -10.4.1992 T. ve 7/4 sayılı İçt. Bir. K. gereğince- çelişkinin giderilmesi için, eski kararla bağlı olmaksızın yeniden karar verilmesi için, icra mahkemesi kararının bozulması gerekeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.